Hasret erkenden uyanıp hazırlanmış aşağıya inmek için de Orhan'ın uyanmasını bekliyordu. Bu süre içinde de odada oyalanıp orayı burayı düzeltmiş sonra da yapacak bir şey kalmadığından aynanın önüne gelmişti. Tarağını alıp aynadaki görüntüsüne baka baka bir yandan saçlarını tarıyor bir yandan da birbirinden farklı şeyler düşünüp duruyordu.
Bu düşündükleri de zincirleme bir şekilde ilerleye ilerleye dün geceki maça kadar gitmişti. Ali'nin sakatlanmasından geriye doğru gelirken kızlarla aralarında geçen konuşmalar da gelmişti aklına. Saçını taramaya son verip bakışlarını karnına doğru indirdikten sonra bir süre öyle kalmış sonra da kendisini parmak hesabı yaparken bulmuştu.
Bunu yaptığını fark eder etmez de hemen "Ne yapıyorum ben?" dercesine ellerini indirmiş ve kendi kendisine "Yok canım mümkün değil. O kadar hapı boşuna içmedim herhalde" deyip aynanın önünden çekilmişti. Hep o kızların yüzünden! Ne diye durup dururken aklına hamilelik mevzusunu soktular ki şimdi? Of! O dutu hiç yemeyecekti ya ne olduysa ondan sonra olmuştu çünkü.
Tabii aynanın önünden çekilse de hemen uzaklaşamamış elinde kalan tarağı makyaj masasına bırakırken yeniden aynadaki görüntüsüyle karşı karşıya gelmişti. Kuşku dolu gözlerle bakıyor bir yandan da içinden "Çekil şu aynanın önünden Hasret!" diyordu. Böyle dese de çekileceği yok gibiydi. Kendisini baştan aşağıya incelerken hafifçe yan dönüp karnına odaklanmış ve merakına yenilerek elbisesinin karın bölgesini biraz öne çektikten sonra o halini izlemeye başlamıştı. Hmm... Hamile olduğunda böyle mi görünecekti yani? Yüzünü ekşittiğine göre bu görüntüsünü sevememiş gibiydi.
"Hasret..."
Orhan'ın bu beklenmedik seslenişi sebebiyle fena halde panikleyen Hasret elini apar topar çekip hızla ona doğru dönünce göz göze gelerek birbirlerine bakıp kaldılar. Onun aksine Orhan'ın yüzünde hoş bir tebessüm vardı. Hasret az önce ne yaptığını sormaması için "Ne zaman uyandın sen?" diyerek koltuğun zaten düzgün olan yastıklarını gereksiz yere düzeltmeye çalışırken onu izleyen Orhan'da "Çok olmadı" dedikten sonra Hasret'in o an duymak istemeyeceği bir şey sorup "Sen aynanın önünde ne yapıyordun Hasret?" dedi. Anlamadı sanki!
Bu soruyu duyunca Hasret koltukla ilgilenmeyi kesip arkasını dönmeden önce de kendisine biraz düşünme payı bırakmıştı. Derin bir nefes alarak döndüğünde "Aynanın önünde ne yapılır Orhan? Saçımı tarayıp üstümü başımı düzeltiyordum" dedi sonra da Orhan'ın elini ona doğru uzatıp "Bana başka bir şey daha yapıyormuşsun gibi geldi" demesiyle de yanına doğru gidip elini tuttu. Elbisesinin önünü karnı varmış gibi uzatmasından bahsediyor olmalıydı. Niye cevabını bildiği soruları sorup Hasret'i zor durumda bırakmaya bu kadar meraklıydı ki?
Yatağın boş tarafına oturup Orhan'ın yönlendirmesiyle onun kolunun altına girdikten sonra "Dün kızlar bana şey sormuştu da..." dedi ama sonra utandığını hissedince sözüne devam edemedi. Tabii Orhan artık onun her halini ezberlediği için anlatmasına yardımcı olup hemen "Ne sormuştu kızlar?" dedi tatlı bir ses tonuyla. Bir avazda söylesin gitsin ya!
"Konuşurken seninle benim yani ikimizin çocuk düşünüp düşünmediğimizi sormuşlardı. Sabah kalkıp o konuşmayı hatırlayınca o halim nasıl olurmuş diye bir bakayım dedim. Sıradan bir merak işte..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hasret (Dizi Tadında/Beklemede)
Roman d'amourOrhan üç yıl önce tüm kalbiyle bağlı olduğu sevdiğini kaybetmiş ve kendisini hayatın hareketliliğinden soyutlayıp sadece işine vermişti.Son derece de sevgi dolu ve neşeli bir aileye sahipti. Kardeşleri yeğeni anne ve babası fevkalade insanlardı.Orha...