Dün gece Orhan yatağın bir ucunda Hasret diğer ucunda gayet mesafeli bir şekilde yatıp uyumuşlardı. Ancak gecenin ilerleyen saatlerinde bu durum değişmeye başlamıştı çünkü uyku haliyle önce Orhan sonra da Hasret birbirlerine doğru dönünce aralarındaki mesafe de doğal olarak kapanmıştı. Bu da yorganı açıldığı için üşüyen Hasret'in ister istemez sıcaklığını hissettiği Orhan'a sokulmasına neden olmuştu.
Tabii Orhan'da Hasret'in saçlarından yayılan hoş kokunun burnunun tam da dibinde olması sebebiyle öylece durmamıştı. O da uyuyor olsa da istemsizce kolunu beline atmış ve onu kendisine doğru yaklaştırıp gecenin büyük bir bölümünü de bu şekilde birbirlerine sarılarak uyumalarını sağlamıştı. Gözlerini aynı anda açıp şu anki hallerini görseler ne yaparlardı acaba?
•●●·٠•●●•٠·˙
Sabahın ilk ışıklarına kadar ikisinde de bir kıpırdanma olmamıştı ama saat 06:35 civarında Orhan uyanmaya en yakın aday olmuştu. Akşam yatarken kendisini Hasret'ten önce kalkıp odadan ayrılarak aşağıya inmeye şartladığı için alarm çalmadan önce kalkacağa benziyordu ki öyle de olmuştu. Orhan uyanmıştı ancak henüz gözlerini açamamıştı. Saat çok erken olduğu için haliyle uyanıp uyanmama konusunda büyük bir gelgit yaşıyordu.
Bu sırada Hasret'in kıpırdanması Orhan'ı bu gelgitli durumdan çıkarmışa benziyordu. Kollarının arasında yaşanan bu kıpırtı sonrası gözlerini açtığında o an hiç beklemediği bir şey olmuş ve Hasret ile yüz yüze olduklarını görmüştü. Orhan önce uyku sersemi bir halde Hasret'in uyuyan halinin güzelliğini tebessümle izlemiş ama sonra jetonu biraz geç düşse de neden bu halde olduklarına bir anlam veremeyip yüzündeki tebessümü silerek Hasret'e şok dolu gözlerle bakmaya başlamıştı.
Hasret'in de uyanıp bu hallerini görmeden önce bu odadan çıkması gerektiğini düşündüğü için kolunu ona hissettirmemeye çalışarak yavaşça belinden çekti ve hemen yattığı yerden doğruldu. Şaşkın bir halde iki eliyle birden alnını ovuştururken gözü yeniden Hasret'e doğru kaymıştı. Hâlâ burnunun ucunda kokusunu hissettiği Hasret'e bakarken sanki ona karşı ne hissettiğini anlamaya çalışıyormuş gibiydi.
Kendisine de hayret etmiyor değildi. Şu an bu odadan çıkıp gitmesi gerekirken dün gece Hasret'in kendisine baka baka söylediği şarkıyı ve onu izlerken gözlerinde nasıl kaybolup gittiğini düşünüyordu. Gün geçtikçe ondan etkilendiğini de içinde bir şeyler oluşmaya başladığını da inkar ederse hem kendisine hem de Hasret'e büyük bir haksızlık yapmış olurdu çünkü ne derse desin bu kız ona kalbinin hâlâ çarptığını ve üzerindeki ölü toprağını atıp hayata geri dönmeye hazır olduğunu hatırlatıyordu.
Orhan üşümesin diye Hasret'in üzerini pikeyle örtüp onu uzun uzun seyrettikten sonra bunun doğru olmadığını düşündüğü için aniden bakışlarını çekip ayağa kalktı. Bunu yapmaya hakkı yokmuş gibi geliyordu. Bu kızı buraya babasından korumak ve hayatına daha iyi şartlar altında devam edebileceği yolu gösterip bu çabasına da destek olmak için getirmişken ona başka gözle bakıp bir şeyler hissedebilme ihtimali canını sıkıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hasret (Dizi Tadında/Beklemede)
RomansOrhan üç yıl önce tüm kalbiyle bağlı olduğu sevdiğini kaybetmiş ve kendisini hayatın hareketliliğinden soyutlayıp sadece işine vermişti.Son derece de sevgi dolu ve neşeli bir aileye sahipti. Kardeşleri yeğeni anne ve babası fevkalade insanlardı.Orha...