•●●ERTESİ GÜN·٠•●●•٠·˙
"Ne çok seçenek var değil mi? Bugün buradan bir gelinlik alıp çıkamazsak daha da hiçbir yerde bulamayız"
Neyhan Hanım askılardaki gelinliklere dünürü ile birlikte bakıyor bir diğer uçta da Firuze Hasret'e yardımcı oluyordu. Hanımlar uygun gelinliği bulmak için askılar arasında gidip gelirken Orhan da sessiz sedasız bir köşe bulmuş elinde telefonuyla maillerini kontrol edip bir süredir uzak kalmak zorunda olduğu işlerini takip ediyordu. Ee! Hanımların alışveriş işleri öyle kolaycık bitmezdi tabii.
Bu sırada Neyhan Hanım bir gelinlik bulup gözleri ışıldayarak askıdan çıkardıktan sonra "Bu çok hoş değil mi? Hem Hasret'e çok yakışır hem de nikah için de uygun hiçbir abartısı da yok" dedi. Aslında gelinlik herkes tarafından çok beğenilmişti. Hatta Hasret'te görür görmez çok sevmişti ama kalın olsa da yine de askıları olan bu gelinlik şu an için pek de giyebileceği bir gelinlik değildi.
Neyhan Hanım'ın "Bunu da denenecekler arasına alalım mı kızım?" diye sorup Hasret'ten de bir yanıt alamaması Orhan'ın dikkatini çekmiş ve bakışlarını telefonundan kaldırıp ona doğru yöneltmişti. Cevap vermiyor oluşu beğenmediği ve bunu nasıl söyleyeceğini bilememesinden ileri geliyor gibi hissetmişti. Hasret isteksiz bir halde "Nasıl isterseniz" dediğinde onun gelinliği beğenmediğini düşünen Orhan da bir yandan gelen maili cevaplandırıyor bir yandan da Hasret'in incelediği gelinliklere uzaktan göz atıp ne aradığını anlamaya çalışıyordu.
Ancak bir sorun var gibiydi. Firuze'nin çok güzel gelinlikler göstermesine rağmen Hasret denenmek üzere kenara alınan gelinliklere biraz huzursuz gözlerle bakıyordu. Bir şey olduğu belliydi yani.
Orhan yerinden kalkıp Hasret'in yanına geldikten sonra Firuze'ye çaktırmadan onu kenara çekerek "Gelinlikleri beğenmedin mi? Eğer öyleyse denemeye başlamadan başka bir yere gidebiliriz" dedi. Aslında beğenip beğenmemesi o kadar da önemli değildi. Sonuçta günü kurtarsın yeterliydi.
Hasret ona bakamıyor gözlerini kaçırıp ellerini de tedirgin bir halde ovalayıp duruyordu. Orhan bu kuşku uyandıran halini dikkatle izleyip ne olduğuna bir mana verememiş gibi "Sorun ne Hasret?" diye sorunca Hasret ürkek bakışlarını ona doğru çevirerek "Gelinliklerin hepsi birbirinden güzel ama deneyemem ki ben bunları" dedikten sonra kendisi için ayrılan gelinliklere bakıp "Annenle ablana çok ayıp olacak. Sanki zevklerini beğenmeyip geri çevirmişim gibi düşünecekler" dedi. Orhan hâlâ anlayamıyordu onu. Beğendiğini söylüyor ama denemekten kaçınıyordu. Tuhaftı bu.
Gelinliklerin ardından Hasret'e bakıp "Eğer ayıp olacağını düşünüyorsan sadece dene ama başka modellere de bakmak istediğini söyle. Merak etme annemler bunu sorun etmezler onlar sadece sana yardımcı olmaya çalışıyorlar" deyince Hasret gözleri dolacak gibi olup "Şey... Ben geçen gün omzumu kapıya çarpmıştım da biraz morardı. Şimdi bu askılı gelinlikleri denersem görüp başka bir şey oldu zannederler" dedi. Orhan gözlerindeki endişeden ve sunduğu nedenden dolayı bu morarmanın nasıl olmuş olabileceğini anlamıştı. Sadece kapıya çarpsa görünmesinden bu kadar korkacağı bir morluğu olur muydu hiç? Kapı falan değil besbelli ki Salih yapmıştı bunu.
Hasret morluktan bahsedince Orhan'ın gözlerinin önüne de bazı şeyler gelmeye başlamıştı. Salih'in kızını itip kaktığını gözleriyle gördüğü için zaten bundan haberdardı. Ayrıca rapor almak için hastaneye gittiklerinde doktor da Hasret'in eline garip bir bakış atmış sonra da onunla yalnız kalmak için Orhan'ı önden göndermişti. Tabii bir de sonuçların çıkmasını beklerken birlikte yedikleri yemek vardı. Orhan o sırada çenesinin altında bir morarma olduğunu da fark etmişti. Görünen o ki bu izler bu kadarla da kalmıyordu. Salih'in savurduğu her darbe Hasret'in bedeninde ayrı bir iz bırakmışa benziyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hasret (Dizi Tadında/Beklemede)
RomanceOrhan üç yıl önce tüm kalbiyle bağlı olduğu sevdiğini kaybetmiş ve kendisini hayatın hareketliliğinden soyutlayıp sadece işine vermişti.Son derece de sevgi dolu ve neşeli bir aileye sahipti. Kardeşleri yeğeni anne ve babası fevkalade insanlardı.Orha...