47.Bölüm : Formaliteden de olsa balayı tatiliniz nasıl geçti?

6.9K 573 62
                                    

"Biz bir koltuk alalım"


İkisi de birbirlerine gülümserken Orhan gardolaba yaklaşmış ve ucundan bakıp kendi tarafı olduğunu anlayınca da üstüne bir şeyler alıp geri çekilmişti. O giyinmek için her zamanki gibi banyonun yolunu tutarken aynı anlarda Hasret'te kendi tarafı olduğunu düşündüğü dolap kapağını açıyordu. Gerçi açmıştı açmasına da bu birbirinden güzel ve şık kıyafetler ona ait değildi ki.


Hasret dolabın içindeki kıyafetlerin arasında kendi kıyafetlerini bulamamanın verdiği şaşkınlığı yaşarken Orhan da banyonun kapısına elini uzatmış ama bir türlü açmayı başaramamıştı. Tabii bu uğraşı da uzun sürmemişti çünkü banyo kapısına yapıştırılmış olan kağıtta neden kapının açılmadığı gayet açık bir dille yazılmıştı.


"Talha eşya taşıma sırasında oynarken sizin kapıyı kilitlemiş sonra da anahtarı alıp saklamış bir türlü bulamadık. Artık ağzından laf alana kadar idare ediverin ablacığım"


Eminiz öyle olmuştur. Orhan kağıdı kapıdan alıp arkasını dönerken Hasret'te çok şeker bir ifadeyle ona doğru bakıp "Ben başka bir odada kalıyorum galiba. Bunlar benim eşyalarım değil ki" dedikten sonra kenara çekildi. Orhan elindeki kağıdı makyaj masasının üzerine bırakıp kıyafetlere bakarken en baştaki elbisenin üzerine tutuşturulmuş kağıdı çıkarıp sesli bir şekilde okumaya başladı.


"Hasretciğim kendime alışveriş yaparken senin için de çok hoş şeyler gördüm ve almadan edemedim. Umarım severek kullanırsın"


Hasret dudağını kemirerek ister istemez kendi üstüne başına bakınca Orhan'da bunu yaptığını fark etmiş ve ona karşı kendisini biraz mahcup hissetmişti. Of! Ne gerek vardı şimdi böyle bir şey yapmaya? Tamam ablasının iyi niyetli olduğundan şüphesi yoktu ama böyle yaparak sanki kızın kıyafetlerini beğenmemişlerde kendilerine göre değiştirmek istiyorlarmış gibi olmuştu. Birinin görüşünü almadan bu tarz kişisel müdahalelerde bulunmak birçok kişi gibi Orhan'a göre de çok ters bir durumdu. Ayıptı bir kere...


Orhan elindeki kağıdı buruşturup çekinerek Hasret'e baktıktan sonra özür mahiyetinde de "Biraz tuhaf oldu bu farkındayım. Kusura bakma ne olur. Ablamın etrafında hep biz olduk yani hiç kız kardeşi olamadı. Ama şimdi sen geldin ve o da büyük ihtimalle bunun heyecanıyla sormadan bu tarz yersiz bir müdahalede bulundu. Niyetinin kötü olmadığı konusunda ben kefilim. Eğer bu yaptığından hoşlanmadıysan da bunların hiçbirini kullanmak zorunda değilsin zaten senin kıyafetlerinde ailenin evinden gelmişti ve gayet de güzellerdi. Birazdan hepsini neredelerse bulup dolaba yerleştiririz" deyince Hasret'te önce bu elbise değişimini yadırgasa da Orhan'ın üzüldüğünü gördüğü için bunu sorun yapmayıp "Firuze abla eminim ki bunu beni mutlu etmek için yapmıştır. Aksi bir şey düşünemem zaten çünkü tanıştığımız günden beri bana karşı çok candan davranıyor. Hiçbir hareketinde art niyet sezmedim şimdide sezmiyorum. Aslında bunu yapması bir bakıma iyi de oldu. Cumartesi akşamı arkadaşlarınla buluşacağımızı söylemiştin ve tahmin edersin ki benim o gece giyecek uygun bir şeyim yoktu. Sonuçta her ne kadar bu evlilik kağıt üzerinde de olsa beni onlara eşin olarak tanıştıracaksın değil mi? Ben evli kaldığımız süre boyunca sana laf getirmeden yanında Orhan Ertekin'in eşi olarak her manada kusursuz görünmek isterim" dedi.


Hasret'in sözleri bittiğinde ikisi de birbirine bakıp kalmıştı. Ilımlı konuşuyor olsa da Orhan yine de kalbinin bir miktar kırılmış olabileceğini düşünüyordu. Bu yüzden de Hasret başını eğdiğinde eğer içinde böyle bir kırıklık varsa onu onarma yoluna gidip "Ablamın iyi niyetinden şüphe etmeyip bu durumu anlayışla karşıladığın için çok sevindim çünkü yanlış şeyler düşünüp incinmeni istemem. Ama şunu bil ki senin kusursuz görünmek için bu tarz kıyafetler giymeye ihtiyacın yok Hasret. Kendin olduğun ve kalbini şu an olduğu gibi iyi tuttuğun sürece senin zaten çevren tarafından kabul görmeme ihtimalin yok. Ailem de ben de seni bu yüzden bu kadar sevdik. Bu kadar çabuk kaynaşmış olmamıza iki kumaş parçası değil senin halin tavrın ve samimiyetin neden oldu. Bunu hiç unutma olur mu?" dedi. Bu sözlerin tamir edemeyeceği kalp yoktur herhalde.

Hasret (Dizi Tadında/Beklemede)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin