97.Bölüm : Ama sen yine çok uğraştın sabah sabah benimle!

2.1K 185 111
                                    

Orhan sabahın erken saatlerinde kalkmış şu anda da elindeki gülün dikenlerini temizliyordu. Bir yandan da ister istemez bundan sonraki hayatlarının nasıl şekilleneceğini hayal etmeye çalışıyordu. Gözlerinin önüne gelen şeyler yüzünü aydınlattığına göre gördüklerinden epeyce hoşnut kalmıştı. Hayatlarının sessiz sakin geçecek son ayları bu aylar olacak gibiydi. Bebeklerinin aileye gelişiyle birlikte bu sakin hayatları büyük ihtimalle daha önce hiç tatmadıkları yaşamadıkları bir hâl alacaktı.


Kendisini bebeğin gazını çıkarmaya çalışarak ortalıkta fır dönerken Hasret'i de "Niye susmuyor bu çocuk Orhan? Kesin bir şeyi yanlış yaptık kesin!" diye telaşla bir o yana bir bu yana giderken düşündükçe gülmesini engelleyemiyordu. O zamanlar gelip bu sahneyi canlı canlı yaşarken de böyle gülebilir miydi bilmiyordu ama şu an bu görüntü çok hoş gelmişti ona.


Gülün tüm dikenlerini temizlediğinden emin olduktan sonra onu da yanına alıp Hasret'i uyandırmak için yatak odasına doğru gitti. Kapıyı ses çıkarmamaya çalışarak açtığında tahmin ettiği üzere Hasret hâlâ uyuyordu. Dün bütün gün yorulmuştu tabii. Yatağın kenarına oturup Hasret'e doğru uzandıktan sonra uyandırmak yerine kendisini ister istemez onu izlerken buldu. Çok da güzel uyuyordu. Orhan o tatlı uykusunu bölüp uyandırmaya kıyamayacaktı sanki.

Uyandırma konusunda bir adım bile atamayacağı belli olunca yanında getirdiği gülü Hasret'in karnının üzerine bırakıp saçından öperek odadan yine aynı sessizlikle çıktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Uyandırma konusunda bir adım bile atamayacağı belli olunca yanında getirdiği gülü Hasret'in karnının üzerine bırakıp saçından öperek odadan yine aynı sessizlikle çıktı. Kapıyı kapatır kapatmaz kollarını da işe koyulma zamanı dercesine sıvamıştı. Mutfağa girdiği gibi ilk olarak ellerini yıkayıp sonra da kahvaltı hazırlıklarına başladı. Orhan gibi annesi de mutfakta harıl harıl koşuşuyordu. Hasret tatile gidip Firuze'de kendi evine geri dönünce haliyle tüm iş Neyhan Hanım'a kalmıştı.


Neyse ki içeriden önce tıkırtılar gelmiş sonra da "Tek mi kaldın be Sultan'ım?" diyen Talat Bey mutfağa giriş yapmıştı. Adamcağız da girdiğine gireceğine pişman mı olacaktı bilinmez ama Neyhan Hanım eşini gördüğü gibi yanına gidip koluna girerek "Aa! Sen varken tek kalır mıyım ben hayatım aşk olsun" deyip eşini ocağın önüne getirmişti.


Talat Bey saniyeler içinde beline bağlanan önlüğe bakıp ne olduğunu anlamaya çalışırken Neyhan Hanım da eline yumurta kasesini tutuşturup "Sen şimdi al bu yumurtaları bir bir kır tamam mı canım? İster göz göz yap istersen omlet yap fark etmez karnımızı doyursun yeter. Ben de o sırada peynirleri çıkarayım" deyiverdi. Selam verip borçlu çıkmak bu olsa gerekti.


"Oğlanlar kalkmadı mı?"

"Can ile Fikret kalktı hazırlanıp inecekler. Küçük oğlan da son gördüğümde bir elinde kumanda diğer elinde yarısı yenmiş bir sandviçle salondaki üçlü koltukta devrilmiş uyuyordu"

Hasret (Dizi Tadında/Beklemede)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin