"Firuze abla senin canın mı sıkkın?"
Firuze sandalyeye oturarak ellerini saçlarının arasına geçirince canının sıkkın olduğu bir şey demesine gerek kalmadan alenen belli olmuştu. Hasret üzülmüştü onun bu haline. Durup dururken ne oldu ki acaba diye düşünmeden edememişti. Mutfağın kapısını kapatıp yanına otururken bir yandan da Firuze'ye kendisini iyi hissetmesini sağlayacak bir şeyler söylemek istiyordu ama söze nasıl gireceğine bir türlü karar veremiyordu. Bilmeden etmeden yanlış bir şey söylemekte istemiyordu.
Hasret kendi içinde tereddüt yaşarken Firuze aniden ona doğru bakıp "Bencillik mi ediyorum ben? Ali'ye kızıp onu boşanarak cezalandırmaya çalışırken aslında oğlumun hayatını oğlumun mutluluğunu mu elinden alıyorum?" deyince Hasret duyduklarına hem çok şaşırmıştı hem de çok üzülmüştü.
"Bir anda niye böyle şeyler düşünmeye başladın ki?"
"Bir anda düşünmedim Ali söyledi. Aldığı oyuncaklarla Talha'yı gerçek anlamda mutlu edemeyeceğini söylediğimde bana oğlumuzun ailesini dağıtmaktan bahsediyoruz sence bunu yaptıktan sonra onu bir daha gerçekten mutlu edebilecek miyiz dedi. Bu beni çok rahatsız etti"
"Seni rahatsız eden şey tam olarak neydi?"
"Çünkü haklı olabileceğini düşündüm. Tek başıma olsam sorun değil ama hayatımızda köklü bir değişim yaparken oğlumun nasıl hissedeceğini bunun onu nasıl etkileyeceğini hiç bu yönden düşünerek hesaba katamadım"
"Kavga ettiğinizde ya da tartıştığınızda çok daha fazla etkilenmiyor mu? Ben düşünüyorum da annem babamdan zamanında ayrılmış olsaydı her şey çok daha farklı olurdu. Tabii babamla Ali ağabey aynı değil mukayese etmesi bile yanlış ama bizim evimizde hep bir gerginlik vardı Firuze abla. Gidip baksan eminim ki hâlâ öyle. O zaman da inan bana üçümüzün bir evin içinde olması o kadar da güzel bir şeymiş gibi gelmiyor insana"
"Boşanın diyorsun yani?"
"Yok! Ben öyle demek istemedim"
"Boşanmayayım o zaman"
"Onu da demedim. Firuze abla ne olur karıştırma beni alacağın kararlara"
"Of! Ama benim kafam çok karıştı Hasret"
"Hani Serhan Bey ile görüşecektin? Çocuk psikoloğu olan..."
"Olmadı bir türlü zaten Ali'de Orhan'da hatta Talha'da adamı bulsalar bir kaşık suda boğacak gibilerdi. Talha neler yaptı kendi gözlerinle gördün. Hiçbir suçu yokken yapış yapış etti adamı yaramaz cüce!"
"Ne bileyim adam bu konularda bilgili belki yol yordam gösterir en azından Talha'yı en az etkileyecek çözümler önerirdi sana. Şimdi bana soruyorsun da ben ne anlarım ki"
"Haklısın bir görüşeyim ben onunla. Kafam o kadar karıştı ki destek almam şart oldu"
Konuşma sırasında Orhan'ın da adı geçtiği için Hasret biraz durgunlaşmıştı. Serhan'ı kıskanışlarını ve onun hakkında söylediklerini düşünüyordu da bunlar kendisini sevmeye zorlayan birinin vereceği tepkiler değildi sanki. Hasret'in de aynı Firuze gibi kafası karışıyordu galiba. Bu yüzden de tam Firuze neyi olduğunu soracakken aynı onun kendisine yaptığı gibi başını Firuze'ye doğru çevirerek "Ben de fevri davranıp hak etmediği halde Orhan'a mı yükleniyorum acaba? Sanki bunca zamandır onu hiç tanımamışım gibi sözüne itimat etmeyip çok ağır konuştum ona. İnanmadım hiçbir sözüne" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hasret (Dizi Tadında/Beklemede)
Storie d'amoreOrhan üç yıl önce tüm kalbiyle bağlı olduğu sevdiğini kaybetmiş ve kendisini hayatın hareketliliğinden soyutlayıp sadece işine vermişti.Son derece de sevgi dolu ve neşeli bir aileye sahipti. Kardeşleri yeğeni anne ve babası fevkalade insanlardı.Orha...