Miray'ın dakikalardır hiç durmadan sessiz sedasız akıttığı gözyaşları Fikret'i mahvetmişti. Konuşmuyordu da anlatmıyordu ne derdi olduğunu. Fikret ne yapacağını bilemez bir halde sessizliğini paylaşmaktan başka bir şey yapamıyordu. Sanki bir şey söylese ya da sorsa daha da çok ağlayacak gibiydi ve o da bunun olmasını hiç istemiyordu.
Miray'ın da ağlarken aklından bir sürü şey geçiyordu. Bir yanı onları Fikret ile paylaşmak istese de diğer yanı bu paylaşıma izin verme konusunda sorun çıkarıyordu. Ama bir şeyleri de öğrenmesi gerekiyordu çünkü bir daha böyle bir şansı yakalayamayabilirdi.
Aklında dönüp duran düşüncelerden sıyrılıp ansızın "Fikret..." diye fısıldayınca Fikret de bakışlarını hemen ellerini gergin bir şekilde ovuşturan Miray'a çevirdi. Fikret'in tedirginliği de yüzünden okunuyordu. İsterse yanında bütün gece sussun ama ne olur "Yalnız kalmak istiyorum. Sen git Fikret" demesin.
Miray Fikret'in bakışlarının üzerinde olduğunu anlar anlamaz yan gözle ona bakıp "Orhan ablamı ne kadar seviyordu?" diye sordu. Bu soru Fikret'i gerçekten de çok şaşırtmıştı. Doğruyu söylemek gerekirse böyle bir soruyla karşılaşacağı hiç aklına gelmezdi. Hem niye soruyordu ki bunu?
"Miray..."
"Söyle lütfen"
"Neden bana böyle bir şey soruyorsun? Hasret ile evlendiği için Orhan'ın Zeynep'i aslında hiç sevmemiş olduğunu düşünüyorsan eğer..."
"Hayır hayır! Bu öyle bir şey değil. Tamam onları ilk kez birlikte gördüğümde biraz tuhaf hissetmiş olabilirim ama gerçekçi olmak gerekirse eğer Orhan hayatını yeniden kurmak için geç bile kaldı. Bu yönden ona karşı asla suçlayıcı davranamam. O ablama karşı olan sadakatini fazlasıyla gösterdi"
"Niye sordun o zaman?"
"Sadece anlamaya çalışıyorum"
"Neyi?"
Miray susuyordu. Belli ki sorup sormama konusunda ikilem yaşamaya devam ediyordu. Fikret meraklanmaya başlayarak "Neyi anlamaya çalışıyorsun Miray?" dediğinde zorlukla yutkunup "Mesela..." dedikten sonra kendisine dinliyorum der gibi bakan Fikret'i daha fazla meraklandırmadan "Geçmişte aralarında bir ayrılık gündeme gelmiş olsaydı Orhan bunu nasıl karşılardı? Ayrı da olsalar ablamın mutlu olmasını mı isterdi yoksa ablam istemese de onu zorlayıp devam etmeleri için ısrarcı mı olurdu?" diye sordu. Hmm... Sorular tuhaflaşmaya başlamıştı sanki.
Miray'ın kazadan önce yapılan o telefon görüşmesine fena halde takılı kaldığı açıktı. Ona göre o konuşmada yerine oturmayan bir şeyler vardı. Tamam o arama Orhan'ın telefonundan yapılmış gibi görünüyordu ama ablasıyla Orhan'ın arasında geçecek olan konuşma böyle mi olurdu bundan emin olamıyordu. İkisini o karenin içine alamıyordu bir türlü. Fikret bu soruyu ne düşünerek soruyor bilmiyordu ama yine de kendi gözlemlerine göre yanıtlayıp Miray'ı hiç bekletmeden sorusunu yanıtlamaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hasret (Dizi Tadında/Beklemede)
RomanceOrhan üç yıl önce tüm kalbiyle bağlı olduğu sevdiğini kaybetmiş ve kendisini hayatın hareketliliğinden soyutlayıp sadece işine vermişti.Son derece de sevgi dolu ve neşeli bir aileye sahipti. Kardeşleri yeğeni anne ve babası fevkalade insanlardı.Orha...