89. Bölüm: Kim?

373 22 9
                                    

Helöööö... Son haftalarda yaşanan olaylardan dolayı paylaşamadım yeni bölümü. Ama yeni bölüm soruları gelmeye başlayınca daha fazla bekletemedim. Yeni bölüm de 2 gün içinde gelecek :)

Bu bölümü biraz buruk paylaşıyorum çünkü adım adım finale yaklaşıyoruz. Simal ve Alaz'ın hikayesi biterken onlardan nasıl ayrılacağım hiç bilmiyorum. :(

Artık soru işaretlerine bir cevap bulacaksınız bu bölümde. Yorumlarınızı bekliyor olacağım. İthaf isteyenler buraya yorum bırakabilir. Yeniden ithaf etmeye başlayacağım çünkü.

Keyifli okumalar...

***********

Olayların her zaman iki yüzü vardır. Bunu insan ilişkilerimde o kadar çok göz önünde bulundurduğum için insanların kötü denilen yanlarına, onların tarafından bakmaya çalışıyordum. Elimden geldiğince onları doğru anlayıp kötü sıfatından arındırmak isterdim. Çünkü bizler çok mu iyiydik sanki? Notlarda ise biz çok dar düşünmüştük galiba. Kim olacağını bilememiştik. Çok iyi saklamıştı kendini. Hem de o kadar iyi saklamıştı ki bizler şüphe bile etmemiş, anlamamıştık. Çünkü şüphe edeceğimiz kadar çevremizde değildi ama bir o kadar da yanımızdaymış.

Gözlerim aralanırken başımdaki ağrıyla yüzüm buruştu. Gözlerimi açtığımda bir hastane odasında başucumda babamı bulsam ne güzel olurdu. Ama bu sadece güzel bir hayaldi. Şu an ise gözlerimi bir kabusun içine açacaktım. Ne zaman biterdi kabus bilmiyordum ama bildiğim tek şey; ne olursa olsun güçlü durmalı ve ona hiçbir istediğini vermemeliydim. Burada benden başka zarar vereceği kimse yoktu. Alaz, Ezgiler hepsi güvendeydi. Gözlerimi açtığımda ilk karşı koltukta onları gördüm. Ruh hastası yarı çıplak bir şekilde otururken başını arkaya yaslamış tavanı izliyordu. Yanındaki kızda karnının yan tarafına pansuman yapıyordu ama Ruh hastasının yüzüne bakan biri canı yanıyor ya da yarası umurunda falan demezdi.

"Kurşun sıyırmış neyse ki." Dedi kız. Pamir vurulduğu sırada iki silah sesi duyduğumu hatırladım bir anda. Pamir'in vurulduğunu görünce onun boşa sıktığını sanmıştım ama gördüğüm üzere hedefini kaydırmış olsa da boşa sıkmamıştı. Nasıldı acaba şimdi? Saat kaç olmuştu Alaz onu bulmuş muydu? Kafamda bunun gibi çok soru vardı ama en önemlisi de; Yaşıyorsun değil mi Pamir?

Ellerim arkamdan bağlanmış ve ağzım bantlıydı. Ellerim bağlı olmasa elime geçen ilk şeyi kafasına fırlatırdım. Gözlerimi gücümü toplamak adına birkaç saniyeliğine kapatıp açtım. Başlayalım o halde...

Kaşlarımı çatıp ortadaki masaya sert bir tekme atmamla kız yerinden sıçrarken Ruh hastası gülerek başını kaldırdı. Bunu bekliyormuş gibi bana baktı. "Günaydın aşkım. Arzu'yu mu kıskandın yoksa?" Göz devirdim. O kafasının içinde ne yaşıyordu acaba? Ellerim bağlı, ağzım bantlı ama o, onu kıskandığımı düşünüyor. Çok mantıklı (!) "Pansumanı sen yap isterdim ama uyuyordun." Pansuman niyetine yarasına tuz basardım. Kulağa zevkli geliyordu bence. Ruh hastası!

Bandı çıkarması için mırıltılar çıkarırken masaya bir kez daha vurdum. Beni bırakması için bir kenarda oturup ona yalvarmayacaktım elbette. Kim olduğunu ya da ne istediğini bilmiyordum tam olarak ama dediğim gibi istediği hiçbir şeyi yapmayacaktım. Nasıl olsa burada zarar verebileceği tek kişi bendim.

"Bandı açmanı istiyor galiba." Dedi kız sakinlikle. Ruh hastası yan gözle ters bir şekilde kıza baktı. "Bitti mi işin?" Kız bandajları alıp hızla yarasını kapattıktan sonra başıyla onayladı. Kız... Benim yaşlarımda gibi görünüyordu ve tavırlarına göre ilk yorumum onunda benim gibi kaçırılmış olduğuydu. Siyah saçları, koyu kahve gözleri ve bembeyaz bir teni vardı. Ruh hastasının söylediği şeyler onun için emir gibi geliyordu sanırım. Yani ilk gözlemime göre öyleydi. Amacı neydi bu Ruh hastasının?

Kuzey Yıldızı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin