merhaaabaaaa... işte geldim karşınızdayım ama çok üzülerek kısa bir bölümle karşınızdayım :( part 2 de en kısa zamanda gelecek umarım.
bölüm şarkısı; Asil Türkmen - Sen sen sen... dilerseniz şarkıyla tüm bölümü okuyun dilerseniz kısmı geldiğinde anlayacaksınız ;) o zaman açın.
bölüm ithafı xxyaren16 güzel yorumların ve içtenliğin için çok teşekkür ederim. :)) diğer bölümde arkadaşların için gelecek. hepinize çok teşekkür ederim :)
keyifli okumalarrr....
********
Ders bitince amfiden çıkıp bahçeye ilerlerken saate bakınca Alaz'ın şu an dersten çıkmış olması gerektiğini gördüm ve adımlarımı Alaz'ın olduğu amfiye doğru hızlandırdım. Sırt çantamı tek omzuma asmış ve bir elimle kulpunu tutarken üşüdüğüm için vazgeçip ellerimi cebime soktum. Havalar ciddi anlamda soğumuştu ve ben normalden de çok üşüyordum anlam veremediğim bir şekilde.
"Simal." Diye seslenen Toygar hocanın sesiyle derin bir nefes alıp yüzümü normal tutmaya çalışarak ona döndüm. "Efendim hocam."
"dersin bitti galiba?"
"evet." Dedim kısaca ve nedenini sormadım konuşmayı uzatmamak için. Ama o benim aksime gülümsedi ve konuşmayı uzatmak için konuştu. "bende bana yardım edebilecek birilerini arıyordum. Bana yardım etmek ister misin?"
"Yardım etmek isterdim ama maalesef Alaz'ın yanına gitmem gerek."
"Alaz diyorsun yani" diye kendi kendine mırıldandı. Muhtemelen benim duyduğumun farkında değildi bende duymamış gibi yapmayı seçtim. Bir an önce buradan uzaklaşmak istiyordum Alaz her yerden çıkabilirdi çünkü. "Tamam. Bende bana yardım edecek başka birini bulayım o zaman"
Gülümsedim hafifçe ve "Hoşça kalın hocam." Deyip arkamı dönüp yoluma devam ettim. Alaz Toygar hocadan hiç ama hiç hoşlanmıyordu ve beni onunla konuşurken görünce bile deliriyordu. Nedeni ise onun için genç ve erkek olması yeterliydi. Hayır Adam hocamdı yani. Ama bunu Alaz'a anlatamazdık değil mi?
Alaz'ın amfisine yaklaşırken Alaz ve iki kızın konuştuğunu görünce kaşlarımı çatıldı. İki dakika boş bırakmaya gelmiyor adam. Anında kızlar çullanıyor üstüne! Bir nefes alıp verdim ve sakin bir şekilde onlara adımladım. Yanlarına ulaştığımda bakışlar bana dönerken "sevgilim" diyerek Alaz'ın elini tuttum. Bana bakıp gülümsedi. "Güzelim.."
Kızlara kısaca bakıp "bunlar kim?" Diye sordum umursamaz görünerek ama 'göstereceğim ben sana' bakışları atıyordum Alaz'a.
"Biz projeyle ilgili bir şeyler soruyorduk Alaz'a" Dedi kız burnu havada bir şekilde. "Bana sorun tatlım. Ben yardım ederim size."
Yanındaki diğer kız alayla ve kendini beğenmiş bir edayla araya girdi. "Tatlım bu mühendislikle ilgili bir şey. Sen mimarlık okumuyor musun?"
"Ah tatlım sen o küçük beynini çok yorma istersen. Çünkü siz daha bu bölümü okumaya çalışırken ben zaten mühendislerle çalışıyorum." Tek kaşımı kaldırıp onlara doğru bir adım attım. "Siz ikinizi bir daha sözlümün yanında görmeyeceğim." Dedim sakin ama tehlikeli bir tonda. Onlar ise şaşırmışa benziyordu.
"sözlün mü?" diye sordu şaşkınca. Arkadaşı hemen ekledi. "parmaklarınızda yüzük yok."
"yüzük olsa sözlüme yaklaşmayacaktınız yani?" dedim tek kaşım havada.
"demek ki sözlü değilsiniz?" dedi meydan okur gibi pis yelloz. Göz devirmemek için kendimi zor tuttum. yüzüğe alerjimiz var sana ne? Sanki benle sözlü olmasa Alaz size bakacakta gelmiş bana meydan okuyor. Alaz'ın konuşmasıyla ona baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuzey Yıldızı (Tamamlandı)
Teen Fiction*** Alıntı *** "S-Simal..." derken kollarımın arasından yere kayarken bende onunla birlikte yere oturup onu kendime çektim. Yüzü acıyla buruşurken sırtındaki elimde hissettiğim ıslaklıkla elime bulaşan Simal'in kanına baktım şaşkınlıkla. "a-ağ-ağla...