bölüm ithafı azazaz0056 oyların için teşekkür ederim. :)
keyifli okumalar....
*******
Bir yazar vardı... aynen şöyle diyordu. "Hayat öyle kısa ki; tartışmalara, özür dilemelere, kıskançlıklara, hesap sormalara zaman yok. sadece sevmek için zaman var ve bunun için, tabiri caizse 'bir an' var."
Kulaklarım uğulduyordu. Geçen birkaç arabanın durduğunu görüyordum ama idrak edemiyordum. gözlerimin önünde tek bir sahne vardı. çocukken ağlayarak babama sarılışım. ardından ağlarken Alaz'a sarılışım geldi gözümün önüne. Arabaya döndüm yavaşça ve o an kendime gelmeye başladım. Ezgi ön koltukta olduğu için en net onu görebiliyordum. Ben ne zaman arabadan inmiştim farkında değildim.
"iyi misiniz? Ambulans geliyor." Karşımdaki kadının sesi duyduğumda tamamen dönmüştüm artık. "b-ben iyi-iyim..." Kadının yanından geçerken Derin arabadan indi sarsak adımlarla.
"Simal..."
"Derin iyi misin?"
"evet ama sen-" derken Ezgi'nin kapısını açmamla gördüğüm şeyle duraksadım.
"Simal çok acıyor. Hareket edemiyorum." Gözyaşları süzülürken kendimi toparlamaya çalıştım. Sakin olmalıydım. Sakin. Sakin ol Simal... güçlü dur. "sakin ol. Geçecek tamam mı? güven bana." Dışarı çıkıp "ambulans... ambulans çağırdınız mı?" diye seslendim. 'evet' tarzı şeyler duyunca Ezgi'ye baktım tekrar. "Ezra. Sakın korkma tamam mı? diğerlerine bakıp geleceğim. Hareket etmeye çalışma."
Ben geri çekilince Derin onun yanına geçerken bende arka kapıdan içeri eğildim. Aslı şoka girmiş, gözleri boşluğa dalmıştı. Helin'in burnu kanıyordu ama Aslı'yla ilgileniyordu. Omzuna dokunarak onun dikkatini çektim. "sakin ol önce." Emniyet kemerini çıkarmasında yardım edip Aslı'dan tarafa geçtim. Emniyet kemerini çıkardım yavaşça "Aslı beni duyuyor musun?" elini tuttum ama hiçbir tepki vermiyordu.
"Aslı?"
Elini bırakıp onu kucağıma aldım. Derinlerin olduğu tarafa geçerek onu yere bıraktım. Helin Ezgi'nin yanından gelerek onun yanına diz çökerken bagajı açtım. Çevredeki sesleri ya da bana oturup beklemem konusunda uyarı yapanların hiçbiri umurumda değildi. Kardeşimin bacağına saplanmış büyük bir cam parçası varken ben oturamazdım. Bagajda kızların ve benim birkaç kıyafetim vardı dün geceden kalma. Birkaç tane tişört alıp Ezgi'nin yanına döndüğümde Derin geri çekildi. Emniyet kemerini çözüp gözyaşlarını sildim. "lütfen ağlama. Geçecek... herşey geçecek." Cam parçasını hareket ettirmeden tişörtlerle çevresine sarıp bastırdım. Helin'in kanayan burnu aklıma gelince "tut bunları böyle" dedim. Ezgi titreyen elleriyle hafifçe tutarken torpidoyu açtım. Mendil kutusunu alıp onların yanına ilerlerken elime katlanmış bir kağıt geçti. Umursamadan cebime sıkıştırıverdim.
Helin'in burnuna tampon yaparken Aslı şoktan çıkmaya başlamıştı. Çevredekilerden birileri ona kolonya falan koklatıyordu sanırım. Ezgi'nin yanına dönerek yarasını tutmaya başladım.
"b-başın kanıyor." Sesi titrerken ağlamaktan ve korkudan çatallaşmıştı.
"önemli değil."
"çok kanıyor ama." Yanımıza gelen bir adam şişedeki suyu uzattı bana. Teşekkür ederek alıp Ezgi'ye birkaç yudum su içirip elime biraz su döküp yüzünü ısladım.
"küçükken yaptığımız su savaşlarını hatırlıyor musun? Sen ıslanmayı hiç sevmezdin, saçın bozuluyor diye." Onun dikkatini dağıtarak sakinleştirmeye çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuzey Yıldızı (Tamamlandı)
Teen Fiction*** Alıntı *** "S-Simal..." derken kollarımın arasından yere kayarken bende onunla birlikte yere oturup onu kendime çektim. Yüzü acıyla buruşurken sırtındaki elimde hissettiğim ıslaklıkla elime bulaşan Simal'in kanına baktım şaşkınlıkla. "a-ağ-ağla...