*DÜZENLENDİ*
Multide Ediz var.
Keyifli okumalar... :)
***********
Kasım 2017
Mama kutusunda kalan mama miktarına baktım. Kedi maması bitmişti, köpek maması ise bir kap kadar daha vardı. Doldurduğum kaptan mama yiyen köpeğin gülümseyerek başını okşadım ve yanından uzaklaştım. İnsanları bilmem ama hayvanları mutlu etmek hiç zor değildi. Biraz su, biraz yemek ve şefkat... Hepsi bu işte...
Evden çıktığımda en yakın marketten büyük boy köpek maması ve kedi maması almıştım. Okula doğru yürürken gördüğüm sokak hayvanlarına, kaldırımlardaki onların yemek kaplarına mamalar dolduruyordum. Eski okulumdayken okula yürüyerek gittiğim günler bunu yapabiliyordum sadece ama şimdi okulda burslu olarak bilindiğim için her gün yürüyordum. Aslında taksi de çağırabilirdim ama sabahları yürümek iyi geliyordu ama sokak hayvanları için bir şeyler yapmak çok daha iyi geliyordu. Kendimden çok onlar için yürüyordum bir noktada...
Okula yaklaşırken elimde kalmış olan mamaya baktım. Etrafıma bakındım ama buralarda mama kabı görünmüyordu. Elimdeki mama kutusunu yatay bir şekilde yırttım, içindeki mamayı dökmemeye özen göstererek. Kutuyu kenara koyup yırttığım kısmını alıp çöpe attım ve okula yürüdüm.
Okul bahçesine girdiğimde bakışların üzerimde olduğunu fark edince kaşlarım çatıldı. 'Bu sefer niye bakıyorlar?' Diye düşünüyordum ki karşımdan gülümseyerek bana gelen kişiyle cevabımı almıştım.
Ediz...
Dün sınıfta Ediz'in beni koruması herkes tarafından duyulmuş olmalıydı. Oflarcasına derin bir nefes verdim. Hiç kimsenin işi yok muydu acaba?
Ediz karşımda gülümseyerek durunca mecburen bende durdum ve istemeyerek de olsa kulaklığımı boynuma indirdim. Tekrar yürümeye başladığımda o da benimle yürümeye başladı.
"Günaydın."
"sana da." Dedim kabaca ama Ediz alıştığı için olsa gerek buna güldü. "farkında mısın? Aslında ilerleme kat ettik?"
Anlamadığım için ona kısaca bakıp önüme döndüğümde açıklamaya başladı. "geçen seneye kadar günaydın dediğimde cevap bile vermiyordun. Yanına geldiğimde kulaklığını da çıkarmıyordun, artık çıkarıyorsun."
Göz devirdim ve bıkkınlıkla cevap verdim. "kulaklığımı çıkarmayınca gitmiyorsun. Çakılıp kalıyorsun yanıma."
Kahkaha attı çok komik bir şey söylemişim gibi. Bahçede ki herkes zaten bize bakıyordu. Ediz'in kahkahasıyla iyice dikkatleri üzerimize çekmiştik. Sinirle bir nefes verdim. Ben dikkat çekmemek için bu okula babamı gizleyip geliyorum ama Ediz Bey tüm dikkatleri benim üzerime çekmek için programlanmış gibiydi.
"beni yanından kovalamak için yani?" dedi alayla gülüşünü durdurarak.
"köpeğe hoşt dersin, kediye pist dersin bir şey dersin ve gitmesi gerektiğini bilir. İnsan da gitmesi gerektiğini bir şekilde anlıyor ama sen hiçbir şeyden anlamıyorsun işte."
"kreşte bir çocuk vardı hatırlıyor musun? Yapışkan gibi bir şeydi... Zaten sen hariç herkes ona böyle diyordu: Yapışkan... Sana karşı bende onun gibiyim işte. Aslında bende o çocukla dalga geçmiyordum ama kader böyleymiş. Kovsan da gitmiyorum."
"yüzsüzsün yani?" dedim kaba bir şekilde ona bakmadan merdivenleri çıkarken.
"sana karşı biraz öyleyim galiba." dedi sahte bir şekilde düşünerek ve ekledi. "ne birazı? Sana karşı direkt öyleyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuzey Yıldızı (Tamamlandı)
Teen Fiction*** Alıntı *** "S-Simal..." derken kollarımın arasından yere kayarken bende onunla birlikte yere oturup onu kendime çektim. Yüzü acıyla buruşurken sırtındaki elimde hissettiğim ıslaklıkla elime bulaşan Simal'in kanına baktım şaşkınlıkla. "a-ağ-ağla...