*DÜZENLENDİ*
Keyifli okumalarrr...
********
"Öp beni..."
Gözlerim kocaman olurken şaşkınlıkla dudaklarım aralandı. Ben geldiğimiz ilk günden beri Alaz için bir tespit yapmıştım. Hatırlayanlar? Evet tekrar ediyorum; Uludağ havası çarptı Alaz'a, bir şey oldu. Kesinlikle yaramadı Uludağ. Yoksa hiç böyle sapık biri değildi kendisi. Gözlerime bakarken güldü. "Yanaktan masum kız. Sen ne sandın da gözlerin bu kadar kocaman oldu?"
Yanak? Evet ya yanaktan bahsediyor. Tövbe tövbe aklıma neler geldi benim burada! Daha açık konuşsana Alaz! Boğazımı temizlerken gözlerimi ondan kaçırarak kırpıştırdım. Ama yanaklarımın ısınmasına engel olamamıştım tabi ki.
"Yanak... Tabi ben de öyle sandım canım." Diye ağzımda geveledim.
"Ne dediğini pek anlamasam da canım dediğini duydum. İki oldu bu."
Abartıyla göz devirdim sırıtan yüzüne. Kaçmam için başka yol yoktu çünkü. "Bırak artık." Diyerek ondan uzaklaşmak istedim ama Alaz belimdeki kolunu sıklaştırdı. "Karşılığımı almadan bırakmam."
Sertçe yutkunup gözlerine baktım. Onu daha öncede bir kez yanağından öpmüştüm değil mi? Ama o gün şu anki kadar zor olduğunu hissetmemiştim. Başımı olumlu anlamda salladım yavaşça.
Başını hafifçe yana çevirince parmak uçlarımda biraz yükseldim. Nefes almak çok zordu. Neden burası bu kadar sıcak?
Yanağına çok hafif bir öpücük bırakmak için uzanmıştım ki Alaz'ın kafasını çevirmesiyle dudaklarımız neredeyse değiyordu. Ben kendimi geri atarken Alaz bu sefer engel olmamıştı. Yüzüme alev topu atılmış gibi yanarken ondan bir adım uzaklaştım. Dudaklarımızın değmesine bir milim kalmıştı! O kafanı neden çevirirsin ki anlamıyorum. Yan gözle Alaz'a baktım o ise etrafına bakıyordu. Ben hariç her yere bakıyordu. Alaz utanmış mıydı? Yoksa ben de olan bu etkiler onda da mı olmuştu?
Ne Alaz ne de ben konuşuyordum. İkimizde susuyor ve etrafımıza bakınıyorduk. Ve de etrafta 2-3 insandan başkası yoktu. Bizimkiler gitmişti. Buradan bir an önce uzaklaşmalıydım. "B-ben... Üşüdüm. Eve gitsem iyi olacak." Ben kekelediğim için kendime söverken Alaz boğazını temizleyip konuştu.
"Tamam. Sen git o zaman. Bırakma mı ister misin?"
"Yok. Hiç gerek yok. Sen kal ben giderim." Güçlükle ve hızla konuştum. Başını olumlu anlamda sallayınca ona el sallayıp hızlı adımlarla oradan uzaklaşmaya başladım. Normalde 'seni bırakmamı ister misin?' gibi bir soruyu Alaz'dan duymazdınız. 'Yürü ben bırakırım seni' der ve size itiraz hakkı tanımazdı. Ama az önceki yakınlığımız onu da afallatmıştı.
Bana seslenilmesiyle durup arkamı döndüm. Çoktan Alaz'ın görüş açısından çıkmıştım ve kızlar bana doğru geliyorlardı.
"nereye?" dedi Aslı.
'Alaz'dan kaçıyor' iç sesimi kızarak susturup "Üşüdüm biraz. Eve gidiyorum." Dedim. "bizde gelelim. Anlatacakların var gibi." Onlar sırıtırken cevap vermeden yürümeye devam ettik.
***
Alaz valizimi alıp merdivenlerden inerken kucağımdaki Carlos'la son kez odama baktım. Tatil bitmişti. Ama ben hem gitmek istiyor hem de gitmek istemiyordum. Babamı çok çok çok özlemiştim ama buradan da gitmek istemiyordum.
Odadan çıkıp yürürken Ediz ve Aslı atışmalarını duyup onlara baktım. Aslı 3 valizle gelmişti ama 4 valizle dönüyordu Ediz buna söyleniyor olmalıydı. Ediz baktığımı hissetmiş gibi bana döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuzey Yıldızı (Tamamlandı)
Teen Fiction*** Alıntı *** "S-Simal..." derken kollarımın arasından yere kayarken bende onunla birlikte yere oturup onu kendime çektim. Yüzü acıyla buruşurken sırtındaki elimde hissettiğim ıslaklıkla elime bulaşan Simal'in kanına baktım şaşkınlıkla. "a-ağ-ağla...