Helööööö... İşte geldim buradayım :) yine uzun bir bölümle karşınızdayım. Nasılsınız? Tatiliniz nasıl geçiyor? sohbet edelim biraz. :) <3
Vee sohbet demişken, kitap için bir instagram sayfası açmayı düşünüyorum. Ama sizlerin fikirlerinizi merak ediyorum. Ne dersiniz? İnstagram sayfası açmalı mıyım?
Bölümü islim28 'e ithaf ediyorum. yorumların ve güzel düşüncelerin için çok teşekkür ederim.
multide, tam bu bölüme uygun olduğunu düşündüğüm Simal ve Alaz.
Keyifli okumalar... (satır arası yorum yapmayı unutmayın ;) )
******
ALAZ'DAN
Aşık olmak, birinin bakışlarını tanımak çok güzeldi. Sadece bana böyle bakıyor olması bile ne kadar şanslı olduğumun göstergesiydi aslında.
Simal... Benim hayatım bu beş harfte saklıydı işte.
Hecesi iki, anlamı paha biçilemezdi.
Gülüşleri, kokusu, elleri, gözleri... Ah güzelim kalbim dayanmıyor! Tüm güzel şeyler onda toplanmış değil de, tüm güzel şeyler ondan türemiş gibiydi. Dokunduğu her şeyi güzelleştiriyordu adeta Simal'im.
Yüzünde gökyüzünü, gözlerinde denizi buldum.
Şarkıyı bana bakarak söylerken yüzümdeki sırıtmayı silemiyordum.
"Bizimki uçtu. Sırıtmaktan yanak kasları öyle kalacak." Dedi amcam gülerek. Kısacık ona bakıp Simal'ime döndüm tekrardan.
Şarkıyı söylemeye devam ederken mikrofonu tutan parmakları sıklaştı. Mikrofona tutundu desek daha doğru olur. Bakışları değişmişti Simal'in. Bunu göstermemek için adeta çabalasa da ben bunları onun gözlerinden görecek kadar onu tanıyordum. Gülüşüm anında yüzümden silindi. Yüzünde zorla yerleştirilmiş bir gülümseme vardı.
"Bir şey demedim serseri çatma kaşlarını" dedi amcam gülerek. Bir tek ben mi görüyordum Simal'in iyi olmadığını. Kaşlarım çatılmaya başladı.
"Bir şey var"
Koray amca aklımı okumuş gibi konuşunca kısacık ona baktım. Benim gibi kaşları çatılmıştı ve dikkatle Simal'e bakıyordu. "Ters giden bir şeyler var."
"İyi değil." Diye fısıldarken mikrofonu sıkıca tutan ellerine baktım.
"Bence siz iyi değilsiniz. Sakin olun. Simal iyi hissetmezse söyler zaten" dedi Eslem bizi yatıştırmaya çalışarak. Başımı iki yana salladım. Başı dönüyordu... iyi değildi. kahretsin!
"Başı dönüyor" diyerek hızla ayağa kalkarken "ne? Bunu bakışınla nasıl anladın?" Diyen Caner'i umursamadım.
Benim hatam! Hastaneye götürmeliydim onu. İtirazlarını dinlememeliydim. Yarını beklememem gerekiyordu! Kimseye açıklama yapmadan hızlı adımlarla ona yürümeye başladım.
Ben daha Simal'e ulaşamadan Simal gözlerimin önünde yere yığılıverdi. Küfür mırıldanarak Simal'e koştum.
Kalbim acıyordu. Yanına diz çöküp yüzünü ellerimin arasına aldım. Onu dinlememeliydim. Hastaneye götürmeliydim onu. "Simal'im. K-kendine gel." yüzü bembeyaz olmuştu.
"Kızım." Diyerek telaşla yanıma diz çöken Koray amcaya baktım. Kafedeki herkes ayaklanmış ve her kafadan bir ses çıktığı için içeride bir uğultu vardı. Kalbim korkuyla çarparken nefes alamıyordum ama Simal'den başka düşünmem gereken biri daha vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuzey Yıldızı (Tamamlandı)
Teen Fiction*** Alıntı *** "S-Simal..." derken kollarımın arasından yere kayarken bende onunla birlikte yere oturup onu kendime çektim. Yüzü acıyla buruşurken sırtındaki elimde hissettiğim ıslaklıkla elime bulaşan Simal'in kanına baktım şaşkınlıkla. "a-ağ-ağla...