helööö... ben geldim. 4 gün erken gelip sizlere sürpriz yapmak istedim. kitabım hakkında güzel yorumlarınız ve düşünceleriniz için çok teşekkür ederim. hepsi benim için ayrı değerliyken hepsi beni ayrı mutlu ediyor.. destekleriniz için çok teşekkür ederim canım okurcanlarım :) :D
Tüm annelerimiz ellerinden öpüyor ve anneler günlerini kutluyorum... :)
Bol keyifli okumalar...
*****************
Neredeydim bilmiyordum öylece yürüyordum. Duyulan tek ses adım seslerimdi. Uzun ve pencereden ışık sızdığı için biraz aydınlık olan boş bir yerdeydim. Durup etrafıma bakındım ama kimse yoktu... ne bir ses ne de başka bir şey...
Birden sahne değişirken parlak ışıkla gözlerimi kırpıştırdım. Dalga sesleri duyarken burnuma dolan denizin tuzlu kokusuyla gözlerimi araladım. Denize bakarken "anne kurtar beni!" diyen küçük kızın neşeli sesi çok tanıdık gibiydi. Sesin geldiği gibi arkamı dönerken kahkahalar atarak yanımdan geçen küçük kızla kaşlarım havalandı. Bu... Bendim... Benim çocukluğumdu. Kaç yaşındaydım? 3 sanırım... Arkasından yani arkamdan babam gülerek giderken babam haliyle daha gençti. Gülümsedim özlemle. Babam benim çocukluk halimi yakalayıp kucağına alıp boynumu öptü. İkimizde gülerken "baba yaa!" diye bağırdım gülerek.
"efendim yaa" diyerek beni taklit etti babam gülerek keyifle.
"sakalların batıyor" diye şikayet ettim. Ama babamın sakalları yoktu. Sanırım yeni çıkıyorlardı.
"acıdı mı? nerene battı?"
Başımı biraz geriye atıp minik parmaklarımla az önce öptüğü yere dokundum. "buraya."
Babam sırıttı. "dur öpeyim de geçsin." Diyerek yine boynumu öpünce ben "baba!" diye bir kez daha bağırırken babam yüzünü boynumdan çekmezken "anne kurtar beni!" Diye bağırdım bu kez. Bakmaya çalıştığı yere bakınca gülümseyerek bize bakan annemi görünce iç çektim.
"Koray." Diye seslendi annem gülerek. Babam anneme bakıp beni kucağından bırakmadan annemin yanındaki şezlonga oturdu. " Koray niye batırıyorsun sakallarını kızıma" diye yalandan kızdı.
"Çünkü annesi gibi çok güzel" birbirlerine gülümserken babam anneme doğru eğilirken annemde ne yapmak istediğini anlayıp eğilip ona yanağını çevirdi ona. Babam annemi öptüğünde araya giren ses benim çocukluğuma aitti.
"baba ezildim burada. Çekil" babam öne eğildiği için kucağında ki minik bedenim sıkışmış olmalıydı.
Babam doğrulunca saçlarımı yüzümden çektim. Babamla annem gülerken babam bana sarılıp saçlarımı öptü.
"Simal hadi kumdan kale yapacağız" diye ileriden seslenen erkek çocuğuna baktım.
"Tamam geliyorum"
Çocuk arkasını dönüp giderken babam ise kaşlarını çatmıştı. "Hayır o erkekle gidemezsin küçük hanım."
Bende inatla babama baktım. "Gitmiyorum zaten baba. Şurada oyun oynayacağız. Yani kumdan kale yapacağız"
"Şimdiden söylüyorum Simal hanım. Ben sizi öyle erkeklerle paylaşamam"
Babama bakarken anlamayarak yüzüm buruştu. "Paylaşamazsın zaten baba. Ben bir taneyim. Beni nasıl böleceksin ki? bir kolumu ona bir kolumu kendine mi alacaksın?"
Annemle babam kahkaha atarken küçük bende onlara bakıp gülümsedim.
Annem "Oo şimdiden böyleysen sen büyüdüğünde ne yapacaksın hayatım?" dediğinde babam üzgünce bana baktı. "Hiç büyümese... Hep böyle kalsa keşke. Benimde tek derdim onu başka erkeklerle oyun oynatmamak olsa." Saçlarımı öpüp "büyüdüğünde öyle mi hiç? Bir de gidip zibidinin birine aşık maşık olur. O zibidi de gelip benim kızımı üzer. Minik kalbini kırar. Benim prensesim de o zibidi için güzel boncuk gözlerinden yaşlar akıtırsa ben deliririm. Yok yok bizim kızımız hiç büyümesin Esin." Derken kaşlarını çattı babam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuzey Yıldızı (Tamamlandı)
Teen Fiction*** Alıntı *** "S-Simal..." derken kollarımın arasından yere kayarken bende onunla birlikte yere oturup onu kendime çektim. Yüzü acıyla buruşurken sırtındaki elimde hissettiğim ıslaklıkla elime bulaşan Simal'in kanına baktım şaşkınlıkla. "a-ağ-ağla...