*DÜZENLENDİ*
Keyifli okumalar...
*******
Merak bir insanın olmazsa olmaz duygusundandı bence. Bir insan aşık olmayabilir, kıskanmayabilir ya da üzülmüyor bile olabilir ama meraksız bir insan olmazdı. Herkes merak ederdi. Haddi olmayan şeyleri bile... Dedikoduların çıkış noktası bu değil miydi zaten?
Bende Alaz ve Pamir arasındaki düşmanlığın sebebini merak ediyordum. 1 hafta geçmişti ama ne bitirme! Alaz Pamir'in yanımdan geçtiğini görünce bile delirebiliyordu. Pamir bu kadar ne yapmıştı Alaz'a işte onu hâlâ bilmiyordum. Defalarca sormama rağmen Alaz'dan bir cevap alamamıştım.
Sırada kollarını birleştirmiş uyuyan Alaz'a kaydı gözlerim. Elimi yumruk yapıp şakağıma yaslarken onu izlemeye başlamıştım. Uzun saçlarının birazı alnına düşmüştü. Saçları o kadar yumuşak görünüyordu ki insanda dokunma isteği uyandırıyordu. Kaşları hafif çatılmıştı. Onu pek çok kez uyurken görmüştüm bu yüzden kaşları çatık uyumadığını biliyordum. Rüya mı görüyordu? O kadar derin bir uykuda olduğunu sanmıyordum. Uyuduğu yer aklıma gelirken yüzüm buruştu. Rahat değildi... Onun rahat etmesi için elimden bir şey gelse hiç şüphesiz yapardım.
Bir hafta önce Pamir'e karşı benim için söylediği iki kelime aklıma gelince kalbim yine hızlanmaya başlarken gülümsedim. Benim olan... Bu cümleyi benim için Alaz dışında bir başkası sarf etse sanırım böyle sessiz kalmazdım. Neyim ben, eşya mı? Benim düşünce yapıma ters kalıyordu ama bunu Alaz'dan duymak rahatsız etmemişti beni. Çocukluk arkadaşı olduğumuz içindi belki de... Ben pek hatırlamasam da o hatırlıyordu ve sevdiği insanları paylaşamıyordu kimseyle. Bu huyunu az çok anımsıyordum çocukluğumuzdan. Bu bir yana dursun bana 'Güzelim' deyişi hoşuma bile gitmişti açıkçası. Yoksa kalbim neden böyle hızlı atsın ki? Onun güzeli olmak... Sakinleşmek için derin bir nefes aldım ama nafileydi. Sıcak mı oldu bu sınıf?
Kulaklarıma dolan teneffüs ziliyle düşüncelerimden çıkarken gözlerimi Alaz'dan çektim. Ön sıramızda oturan Derin ve Yiğit bize baktı ayağa kalkarken. Yiğit 'ben kuzuyla oturacağım' diyerek Emrah'ı yerinden kaldırmıştı bu yüzden Derin'le ikisi oturuyordu. Derin Alaz'ın uyuduğunu görünce gülümseyip bana el sallayıp Aslı'nın yanına gitmişti. Biliyordu Alaz'ı uyandırmayacağımı. Daha doğrusu kıyamayacağımı...
"uyandırmana yardım edeyim mi?" dedi Cenk. Bakışlarımı ona çevirdiğimde sırıtıyordu. Tabi ki de buna izin vermezdim. Cenk'in çeşit çeşit uyandırma stilleri vardı ve kesinlikle Alaz üzerinden uygulaması beni eğlendirmezdi.
"Hayır tabi ki."
"Aman ne kıymetli Alaz'ın varmış." Diye alayla söylenip diğerlerinin yanına gitti. "dersin beden eğitimi olduğunu biliyorsun değil mi?" diyen Emrah'a döndüm. Bilmiyordum! Kafamdaki sorulara yanıt bulmaya çalışırken derslere odaklanamıyor bu yüzdende derse girdiğimde öğreniyordum ne dersi olduğunu. "öğrenmiş oldum. birazcık daha uyusun sonra uyandırırım." Gece geç yatmış gibiydi. Yoksa Alaz bu kadar uyumazdı. Hele ki Pamir'le aynı sınıftayken. Pamir hiç sınıf yokmuş gibi bizim sınıftaydı. Alaz bu yüzden derslerde daha çok sinirleniyordu. Şimdi de uykusuz olmasa uyumazdı. Emrah bana sırıtarak göz kırpıp sınıftan çıkınca sınıf boşalmış oldu. Çantamı alıp içine kitaplarımı koydum. Alaz'ın başının yanında da bir defter vardı ama çantası yoktu. Onu da alıp çantama koydum. Kolumdaki saate bakıp alt dudağımı dişledim. Şimdi nasıl uyandıracaktım? Bir insan neden bu kadar güzel uyurdu ki?! Haksızlık. Al işte kıyıp da uyandıramıyorum bile.
Ben Alaz'ı nasıl uyandıracağımı düşünürken sınıfa giren kişiyle kararsızlıkla bir nefes verdim.
"N'aber Simal?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuzey Yıldızı (Tamamlandı)
Teen Fiction*** Alıntı *** "S-Simal..." derken kollarımın arasından yere kayarken bende onunla birlikte yere oturup onu kendime çektim. Yüzü acıyla buruşurken sırtındaki elimde hissettiğim ıslaklıkla elime bulaşan Simal'in kanına baktım şaşkınlıkla. "a-ağ-ağla...