58. bölüm: Mert ve kardeşi

1K 52 9
                                    

keyifli okumalar... :)

**************

Canın gerçekten yanmadıysa şu hayatta hep biraz eksik kalacaksın. Çektiğin acı kadar insansın çünkü... ne eksik ne fazla. Bir şeyi hiç unutmayacaksın günün sonunda; Acı çekmeyen acı çektirir...

İzzet Sırdan gibi...

onun hakkında öğrendiğim yeni bilgi ve ipuçlarını Alaz'a söyleyememek canımı sıksa da onun iyiliği için susuyordum. Reşat baba özellikle söylemememi belirtmişti. Oflarken bu düşüncelerden biraz uzaklaşabilmek için telefonumu elime alıp 'Ezra' ismine basarak aradım.

Tabiki çok geçmeden açmıştı. "ah sonunda birileri beni hatırlayabildi?" diye alayla söylendi. "unutmadım ki. fırsatım olmadı sadece."

"şaka yapıyorum zaten. Ee n'apıyorsun?"

"numara yapmayı bırak Ezra. Kötü olduğunu hissedebiliyorum. Emrah anlattı olanları. Şerefsiz adi pislik için kendini üzmeni istemiyorum."

"onun için üzülmüyorum ama beni aldatması ağır geliyor. Karşıma çıkan, onu sevmemi sağlayan o idi. Benim tek suçum o yaya geçidinde olmamdı." Dedi sesi titrerken. Ezgi ve Egemen olacak şerefsiz bir yaya geçidinde tanışmışlardı. Ezgi'nin de söylediği gibi onun tek suçu o yaya geçidinde bulunmasıydı. Ezgi karşıdan karşıya geçerken, Egemen de karşıdan karşıya geçiyormuş ve Ezgi'yi uzun süredir izlediği için bir anda bileğinden tutup kendine çekmişti. Bunu yapmasının tek sebebi ise onunla tanışmak istemesiydi. Tabi daha sonralarda da her yerde Ezgi'nin karşısına çıkarak Ezgi'nin hayatına dahil olmuştu. Doğruyu söylemek gerekirse Ezgi bunları ilk anlattığında Egemen'in gerçekten iyi biri olduğunu düşünmüştüm.

"yine de onun yaptığı şerefsizlik yüzünden üzülmeni istemiyorum. Kendi kaybetti. Ve sen Ezgi Mira Alkar'sın. Benim tanıdığım Ezra yaptıklarını onun burnundan getirir... Ezgi Mira Alkar. Hemen ayağa kalkın ve o şerefsize, umurunda olmadığını göster." Dedim kesin sesimle. Çok geçmeden Ezgi'den beklediğim hareket gelmişti. "evet haklısın. O sümsük üzülsün. Şimdi de gidip ona mutlu olduğumu göstereceğim... inşallah fizik sorularıyla bir odada sıkışıp kalır" Ezgi'ye özel bedduasını da ettikten sonra vedalaşıp telefonu kapattık. Odamın içinde göz gezdirirken derin bir nefes verdim. Hafta sonu olduğu için Alaz Başak'la olacaktı. Yiğit, Yekta ve Cenk depoda bulunan bilgilerin falan üzerinden geçerken Emrah ve Ediz'de Alazları uzaktan izleyecekti, içleri rahat etmediği için. Derin'in ablası arkadaşına doğum günü sürprizi hazırlayacağı için Derin ona yardım ediyordu. Aslı'nın ise kuzeni gelmişti ve galiba Aslı ondan pek haz etmiyordu ama zorunlu olarak yanında kalması gerekiyordu. Ben ise galiba yalnız kalmıştım. Yüzüm düşerken aklıma gelen kişiyle hemen ayağa fırladım. Mert... ben Mert'i unutmuştum. Bugünüm boş olduğuna göre gidip onu ve kardeşini bulabilirdim. Yüzümde bir gülümseme oluşurken hemen hazırlanıp evden çıktım. arabama binip derin bir nefes aldım. günün sonunda umarım onları bulmuş olurdum...

Mert'i ilk gördüğümüz yere geldiğimde arabamı bırakıp bırakmamak arasında kaldım. Ama sokakta neler olduğunu bilmediğim için tedirgin olsam da onları böyle bulamayacağım için arabamı park edip indim. derin bir nefes alıp sokağa girdim. Etrafta kimse görünmüyordu ve ben daha Mert'i nerede arayacağımı bile bilmiyordum.

İlk başlarda etrafta kimse olmasa da git gide kalabalıklaşmaya başlamıştı sokak. Rahatsız edici derecedeki bakışları üzerimde hissederken iki kişinin önüme geçmesiyle durdum.

"yolunu mu kaybettin bebek?" dedi sırıtarak. Yüzümü buruştururken göz devirdim. "kaybetmedim, birini arıyorum."

"kimi arıyorsun bakalım? Belki yardımcı olabiliriz?" dedi diğeri.

Kuzey Yıldızı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin