Selaaaaam!!!! söz verdim ve işte geldim buradayım. hemde upuzun bir bölümle karşınızdayım. umarım beğenirsiniz ama bir gerçek daha var ki 3 hafta yokum buralarda. sınavdan sonra gelecek bölüm. yani bu sefer 2 hafta değil 3 hafta bekleyeceksiniz. :((
multide, Cenk var. :)
keyifli okumalarr
********
Hayat birilerinin koşulsuzca yanınızda ve arkanızda olduğunu bilince daha güzel ve yaşanılasıydı sanırım... sizce de öyle değil mi? Birilerinin her koşulda 'ben senin yanındayım... Ben senin arkandayım' dediğini duymak insana ayrı bir özgüven veriyordu. Çünkü düşsen de başın derde de girse yanında olacaklarını biliyordun.
Turnikelerden çıkmamızla ileride Ezgi'nin karşısında ki dört kişiyle çokta sakin olmayan bir şekilde konuştuğunu gördüm. Şaşırmama sebep olan şey ise o dört kişinin önünde duran şahısın sabahki maganda olmasıydı. Ne yani Ezgi'yle beni mi takip etmişti? Yoksa üniversitemi mi bulmuştu? Yok artık! Birilerinin damarına basmıştık sanırım.
"Bu o."
"Kim?" Dedi Alaz.
"Sabah bize çarpan maganda"
Hızla yanlarına giderken Ezgi bizi görünce rahat bir nefes verdiğini görmüştüm. Ben Ezgi'yi geri çekerken Alazlar adamların karşısına geçmişti. Teo?
O da mı gelmişti peşimizden? Az önce Alaz'ın karşısında ecel terleri dökerken tehlikeli bir şeyler olduğunu bildiği halde bizim peşimizden mi gelmişti?
"Yavaş ol lan. Sahipsiz mi sandınız lan siz onları?" Diyen Alaz'ın sesi o kadar tehlikeli ve öfkeliydi ki Ezgi'yi kollarımın arasına almışken bir adım daha geri çektim onu.
"İyi misin?" Başıyla onayladı. "İyiyim."
"Ne o? Sen ve üç beş arkadaşın mı bizi dövecek zengin bebe? Paran dayak yemekten kurtaramaz seni. Biz söyleyelim de sonra ağlama."
Korkarak alt dudağımı ısırdım. Bu maganda bozuntusu az önce Alaz'a zengin bebesi mi demişti? Canına susamıştı kesinlikle.
Arkalarında bize en yakın olan Cenk geriye yani bize doğru eğildi hafifçe. "şu yemiş yemiş şişmiş olan yarma bizim Alaz'a zengin bebesi dedi üstüne dayak yersin dedi ve son olarak da ağlama mı dedi? Ben mi yanlış duydum?"
Alnım kırışırken başımla onayladım korkarak. Cenk benim aksime keyifle sırıttı. "yanında imamı da getirmiştir umarım. Buradan sonra gideceği adres Karacaahmet mezarlığı da ondan."
"Alaz ve Emrah bunların hepsini yer. Üstüne de yoruldukları için kahve eşliğinde döverler." Diyen Ezgi'yle Cenk kahkahasını son anda durdurup ciddileşerek adamlara döndü.
"Şeklin bozulsun istemiyorsan çekil kenara. İşimiz şu iki kızla."
Cenk tekrar geri eğildi. "adam kaşıntıdan uyuz olmuş. Ama çok doğru adreste. Doktora falan gerek yok. Alaz ve Emrah temiz döver."
Şu ortamda bile gülüyorduk resmen. dudaklarımı birbirine bastırdım.
"çekirdek var mı Ezgi'cik. İyi gider şimdi."
Ezgi çantasından çıkardığı çerez paketini açıp Cenk'e uzattı. "bir an hiç sormayacaksın sandım yani Cenk. Ama bu yarma herifler Emrah'a vururlarsa ben dalarım."
Cenk paketten biraz çerez alırken sırıtıyordu. "vuramaz. Emrah senin önünü kestiklerini gördü ya adam Emrah'ın elinden alındıktan sonra nefes alırsa Umreye gider zaten."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuzey Yıldızı (Tamamlandı)
Teen Fiction*** Alıntı *** "S-Simal..." derken kollarımın arasından yere kayarken bende onunla birlikte yere oturup onu kendime çektim. Yüzü acıyla buruşurken sırtındaki elimde hissettiğim ıslaklıkla elime bulaşan Simal'in kanına baktım şaşkınlıkla. "a-ağ-ağla...