*DÜZENLENDİ*
Keyifli okumalar...
********
Aynanın karşısında kendime bakarken derin bir nefes alıp verdim. Babam Mithat amcalara yemeğe gideceğimizi ama istersem gitmeyebileceğimi söylemişti. Tabi ki gitmek istediğimi söylemiştim. Her ne kadar yıllar sonra onlara ne diyeceğimi bilemesem de...
Hazır değildim belki de ama artık kendimi değil babamın mutluluğu çok daha önemliydi benim için. Alazların da kalbini kırmamak istiyordum. Şu an ki kendi içimde yaşadığım duvarlarımı yıkıp değişmekten çok çırpınmak gibi hissettiriyordu. Bazı anlar çok zor geliyordu evet ama dayanmak da zorundaydım. Okyanusun ortasında bir can yeleğine tutunup yüzeye çıkmışım gibi. O okyanusun ortasında bir can yeleğiyle ne kadar dayanabilirdim bilmiyorum ama beni seven insanlar için nereye kadar giderse dayanmak zorundaydım.
Babam gelmemem konusunda o kadar çok konuşmuştu ki en sonunda 'Gelmek istiyorum.' deyip odama kaçmıştım. Bu ilkti... Babam bugüne kadar iş yemeklerine ailesiyle gitmesi gerektiğinde bile beni zorlamazdı. Çünkü gitmek istemeyeceğimi bilirdi. Şimdi ise her şey değişmişken babamı yalnız gönderemezdim.
Dizimin biraz üstünde bir etek, üzerine de kazak giymiştim. Kazağın uçlarını eteğin içine katmıştım ve oldukça iyi görünüyordu. İş yemeği olsa da evlerinde olacaktı ve abartıya gerek yoktu. Bu yüzden de spor ayakkabı giymeyi tercih etmiştim. Saçlarımı atkuyruğu yapıp paltomu alarak odamdan çıktım.
Yüzüme bir gülümseme yerleştirip merdivenleri neşeyle inerken "Ben hazırım." diye seslendim. Babamın kapının önünde beni beklediğini görünce kaşlarım düşünceyle çatıldı. "Bu kadar oyalanmış olmam imkansız bir kere."
Güldü. "Şimdi indim. Sende gelirsin hemen diye salona geçmedim."
Sırıtırken babamın yanına geçtiğimde gözlerimin içine baktı. "Gelmek istemiyorsan kesinlikle zorunda değilsin. Onlarda seni yanlış anlamazlar."
Göz devirdim. "Bir daha sorarsanız gelmemi istemediğinizi düşüneceğim Koray Bey." dediğimde güldü. "Tabi ki istiyorum canım kızım. Şu an ne kadar heyecanlı olduğumu bilemezsin." diyerek bana sarıldı. Sende benim aslında ne kadar tedirgin olduğumu bilemezsin baba...
"Bekletmeyi sevmem biliyorsun ki, hadi gidelim." diye gülümseyerek babamdan ayrılıp kapıyı açtım.
Alaz'la okuldan sonra konuşmamıştık çünkü babam beni almaya gelince onu ekmiş gibi olmuştum. Carlos'u aşısı için veterinere götürecektik ama babam gelince o yalnız götürmek zorunda kalmıştı artık. Gerçi Mithat amcalara yemeğe geldiğimize göre muhakkak o da buradadır. Arabadan inince esen soğuk rüzgarla bir an titredim ve babamla eve adımladık.
Babam zile basınca çok geçmeden kapı bakımlı ve güzel bir kadın tarafından açıldı. Yüzünü hayal meyal hatırladığım ama fotoğraflarda gördüğüm Güneş teyze tarafından...
Güneş teyze içtenlikle gülümserken bende tebessüm ederken gerilmiştim ve tedirginlikle babamın girdiğim kolunu sıkı sıkı tuttum. Güneş teyzenin gözleri dolarken "Hoş geldiniz." Dedi gülümseyerek ve kenara çekilerek geçmemiz için eliyle yol verdi. Eve girerken adeta titriyordum ve beni ayakta tutan babamın kolunu sıkı sıkı tuttuğum elimin üzerindeki babamın eliydi.
Babam için... Bugün olmasa başka bir gün olacak bu sonuçta. Babam ve Mithat amca şirketleri birleştirme kararı alalı çok olmuştu. Çok yakında da bunun gerçekleşeceğini biliyordum. O zaman ne olacaktı? Sürekli kaçamazdım artık...
İçeri girerken herkeste kısaca bir göz gezdirdim. Kimin kim olduğu hakkında kendime bir hatırlatma yapmak için. Mithat amcayı da fotoğraflardan biliyordum. Ve yanında ki ona çok benzeyen adamı ve kadını da görmüştüm. Mithat amcanın kardeşi Mirat ve onun eşi Yeşim olmalıydı. Yeşim Hanımın yanındaki genç kızda kızları olmalıydı diye düşünürken kızı hatırlamamla hafifçe gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuzey Yıldızı (Tamamlandı)
Teen Fiction*** Alıntı *** "S-Simal..." derken kollarımın arasından yere kayarken bende onunla birlikte yere oturup onu kendime çektim. Yüzü acıyla buruşurken sırtındaki elimde hissettiğim ıslaklıkla elime bulaşan Simal'in kanına baktım şaşkınlıkla. "a-ağ-ağla...