25. Bölüm: Derin...

1.3K 63 10
                                    

*DÜZENLENDİ*

multi de Alaz...

keyifli okumalarrr.

**************

Hayat bir maraton ve biz düşsek de kalkmak zorundayız. Kalkıyoruz bir şekilde ve ilerlemeye devam ediyoruz. Herkesin bir acısı vardı. Kiminin küçük kiminin büyük... Ama herkesin acıya dayanma değerleri de farklı. Bu hem fiziksel olarak hem de ruhsal olarak da böyledir. Kimsenin ağrı eşikleri bir değildir. Ama kimse de 'acı çekiyorum' diye hayatından vazgeçmiyor. O acıyla yaşamayı öğreniyor.

Bende öğreniyorum...

Aynadaki kendime gülümseyip Carlos'u kucağıma aldım. "Demi Carlos? Alaz da seni çok özlemiştir ama dün gece seni ben vermedim. Küsme ona." Havlamaya başlarken güldüm. Carlos da Alaz'ı özlemişti tabi. Dün gece Alaz Carlos'u bizden alıp eve geçmek istemişti ama ben de ona Carlos'u vermeyeceğimi söyleyince gelmemişti. Ama birbirlerini özlediklerinin farkındaydım ve bugün Carlos'u Alaz'a teslim edecektim. Carlos'tan ayrılmak da istemiyordum ki. Eşyalarımı alarak, Carlos'u severken odamdan çıktım.

Yemek odasına girdiğimde babamın beni beklediğini gördüm. "Günaydın!" dedim neşeyle.

"Günaydın Prensesim. Carlos bugün gidiyor öyle mi?" dedi kucağımdaki Carlos'a uzanıp severken. Babamda alışmıştı ona.

"Evet. Baba bence artık bir köpek sahiplenmeliyiz."

"Sahiplenelim bence de. Yarıyıl tatili geldi ama tatilden sonra bir barınağa gidelim." dedi gülümseyerek. Bu hafta tatile giriyorduk ve mutlaka bir plan yapardık ve köpek için alışması zor olabilirdi. Bu yüzden tatilden sonra dediğini biliyordum. Heyecanla yerimde kıpırdandım.

"Çok heyecanlandım."

Carlos'u mama kabının yanına yere bıraktığımda gülümsedim. Tabağımı doldururken babam "Alaz okul çıkı mı alacak Carlos'u?" diye sordu.

"Aslında dün gece evine geçerken alacaktı ama vermeyeceğimi söyleyince o da gelmedi. Alaz da çok özledi ve bende diyorum ki." diyerek babamın gözlerine baktım masum masum. Babam sustuğum için tabağını doldururken tek kaşını kaldırarak bana baktı. "Bir şey isteyeceksin belli. Ne isteyeceksin?"

Gülümsemem genişledi. "Carlos'u bugüncük okula götürebilir miyim?" dememle küçük çocuk gibi hızla devam ettim. "Söz veriyorum derslere girmeyecek. Kimseyi de rahatsız etmez. Baba hemen hayır deme lütfen. Carlos da Alaz'ı çok özledi gerçekten."

"Simal okula evcil hayvanını götürmek yasak biliyorsun."

"Bir kerecik ya... İzin alırız. Kimden alıyoruz? Ben alırım. Okulun sahibinden mi izin alıyoruz?"

Gülerek çatalını bıraktı ve kısacık Carlos'a bakıp bana döndü. "Okul kuralları... Çok üzgünüm ama olmaz."

"Ya baba." diyerek yüzümü astım sızlanarak. "Sen müdürden rica etsen? Kendim için istemiyorum ki. Carlos için. Lüüütfeen."

Küçük kız çocuğu gibi üzgünce ona bakarken babam kıyamayarak omuzlarını düşürdü. "Tamam ama sadece bu seferlik."

"Oley! İşte benim babam. Canım babam!" diyerek sandalyeden kalkıp boynuna sarıldım neşeyle. Ders anında kime bırakacaktım onu bilmiyordum ama bulurdum birini. Gerekirse derse girmezdim ne var yani.

"Tamam tamam. Ben Müdür Bey'le konuşurum ama sen de derslere sokmayacaksın. Gerekirse ders anında Müdür Bey'in odasına bırakırsın."

"Tamam." dedim neşeyle ve yerime oturdum.

Kuzey Yıldızı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin