helööö... bölümü kime ithaf edeceğimi bilemedim. bölüm ithafı isteyenler yorumlardan bana bildirsin lütfen. şarkıyı belirttiğim yerde açınız....
Bölüm şarkısı; Hüseyin Cebişci - Gidenlerin ardından.
Keyifli okumalar...
**************
Zaman gerçekten çok çabuk geçiyordu. Sınav günü gelip çatmıştı. Dün yapılan TYT sandığımdan daha da iyi geçmişti. Ama gözümü korkutan AYT idi. Emrah'la sınav olacağımız okul aynıydı. Bu beni biraz rahatlatırken asıl korktuğum nokta sınav değildi zaten. Babamı hayal kırıklığına uğratmaktan korkuyordum. TYT her ne kadar iyi geçse de AYT'den çekiniyordum.
Sınava giderken şort ya da tayt giymeyi düşünsem de bunlar sadece düşüncede kalmıştı Alaz sayesinde. Dolabımdan bir eşofman alıp giyerken üzerime de bir tişört geçirmiştim. Kimliğimi ve sınav giriş kağıdımı aldıktan sonra gerek olduğunu düşünmesem de bir ceket alarak odamdan çıktım. Kapımın önünde beni bekleyen babamı görünce hemen ona sarıldım. "Günaydın babaların en yakışıklısı."
"günaydın güzel kızım."
Saçlarımı okşayarak "heyecanlı mısın?" dediğinde yavaşça ondan ayrıldım.
"aslında değilim ama seni hayal kırıklığına uğratmaktan çok korkuyorum."
"ben sana güveniyorum prensesim. Kendine güvenmen yeterli... ama olurda, sınavın kötü geçerse üzülme sakın. Aksoy kolejlerine devam edeceğin için ben mutlu bile olabilirim." Babamın içten gülümsemesi içimi rahatlatırken ona aynı şekilde gülümsedim. Babam ne olursa olsun beni yargılamazdı ya da kızmazdı. Her daim arkamda olurdu...
Aşağıya indiğimizde Fatma teyzenin yine kahvaltıyı bana yönelik hazırladığını gördüm. Evden çıkarken de beni okuyup üflemişti ve etiketini sökmüş olduğu su şişesini bana vermişti. Ona da sarılıp evden çıkmıştık.
Sınav olacağım okula geldiğimizde babamla beraber arabadan indiğimizde bahçe sınav heyecanıyla dolu öğrenciler ve aileleriyle doluydu. Ama benim gözlerim o kalabalığın içinde Emrah ve Alaz'ı hemen bulmuştu. Alaz mı?! Kaşlarım anında çatılırken babamla birlikte onların yanına ilerledik.
"Alaz senin ne işin var burada?" gözleri benden babama kayarken ona gülümseyerek selam verip tekrar bana döndü. "sana başarılar dilemeden sınava girmek istemedim."
"telefonda da söyleyebilirdin bunları biliyorsun değil mi?"
Omuz silkmekle yetindi sadece. "ben gideyim yoksa sınava geç kalacağım." Dedi gülerek. Onun sınava gireceği okul buraya yakın olduğu için yetişmesi kolay olacaktı. Emrah ve babamla sarılıp bana döndü. "sana güveniyorum. Hiçbir şeyi ya da hiç kimseyi düşünme. Yapabileceğini hepimiz biliyoruz Kuzey yıldızı." Diyerek bana sarılıp kokumu derince içine çekti. Benden ayrıldığında gülümseyerek göz kırpıp bizden uzaklaşıp arabasına bindi ve okuldan uzaklaştı.
Sınav saati geldiğinde babama son kez sıkı sıkı sarılıp Emrah'la okula yaklaşmaya başlamıştık. Emrah'la üzerlerimizi ararlarken dedektör boynumda ötmüştü. Telefonumu, cüzdanımı ve Alaz'ın aldığı bilekliğimi babamın arabasında bırakmıştım ama adeta benden bir parça haline gelmiş olan kolyemi çıkarmayı yine unutmuştum. Alaz'ın aldığı bilekliği gördüğüm için çıkarmayı unutmamıştım ama kolyemi çıkarmayı yine unutmuştum. Gerçi dünkü sınavda bilekliğimi de çıkarmayı unutmuştum ya neyse... Güvenliğe gülümseyip sıradan çıkıp babamın yanına gittim. Babam yine aynı gülümsemesiyle bana bakarken "yine mi unuttun?" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuzey Yıldızı (Tamamlandı)
Teen Fiction*** Alıntı *** "S-Simal..." derken kollarımın arasından yere kayarken bende onunla birlikte yere oturup onu kendime çektim. Yüzü acıyla buruşurken sırtındaki elimde hissettiğim ıslaklıkla elime bulaşan Simal'in kanına baktım şaşkınlıkla. "a-ağ-ağla...