*DÜZENLENDİ*
************
Okuldan çıktığımızda hava kararmaya başlamıştı. Soğuk bir rüzgar esiyordu ama kar ya da yağmur yoktu. Gözlerimi kapatırken derin bir nefes alıp verdim. Ama huzurlu bir nefes değildi. Diğerlerine belli etmesem de canım sıkkındı.
"Simal." Diyen Aslı'yla gözlerimi açıp onlara baktım. Anlaşılan birkaç defa seslenmişlerdi ama ben duymamıştım. Çünkü hepsi bana bakıyordu.
"Simal seni eve benim bırakacağımı Cenk'e söyler misin?" dedi Ediz imayla. Ve dikkatleri de dağıtmak için yaptığının farkındaydım.
"Cenk, sen bugün arabayla gelmedin ki?" dedi sorar gibi Emrah.
"Senin araban, benim arabam kardeşim. Simal'i birlikte evine bırakacağız sonra da sen beni eve bırakacaksın." Dedi Cenk sırıtarak. Emrah ona gülerken konuşmaya başladım.
"Kimsenin bırakmasına gerek yok. Yürüyeceğim biraz. Hem babamla konuşmam gerek."
Ediz tabi ki hemen itiraz etti. "Arabada konuşursun bu seferlik. Hava soğuk."
"Çok soğuk deği-" derken okulun bahçe kapısının orada bekleyen kişiyi görmemle sustum. Babam diye düşünürken devam ettim. "Kimsenin bırakmasına gerek kalmadı. Babam, Halil amcayı göndermiş."
Bakışlar bahçe kapısına dönerken Derin konuştu. "Baban kararlarına fazlasıyla önem veriyor olmalı."
"Evet babam kararlarıma her zaman önem verir ama şu an il sınırları içerisinde olsaydı Halil amcayı göndermez kendisi gelirdi."
"Nasıl yani?" diye sordu Aslı.
"Babam yurt dışında ve ona mesaj atmıştım. Çıktığımda hava kararmış olur diye ve yurt dışında olduğu için bir şey olursa hemen yanımda olamayacağı için endişelenmiştir." Diye açıkladığımda sıradaki soru Ediz'den gelmişti.
"Koray amca benim yanında olduğumu bilmiyor muydu?"
"Biliyor ama..." deyip duraksadım. Babama hâlâ hiçbir şey anlatmamıştım çünkü böyle bir şeyi telefonda konuşmak istemiyordum. Yanımda olmasını istiyordum. "Ama babam bu olanları bilmiyor henüz. Anlatmak için dönmesini bekliyorum ve haliyle de senin beni eve bırakmana izin vermeyeceğimi düşünmüştür."
Hepsi anlayışla mırıltılar çıkarırken onlara veda edip yanlarından uzaklaştım.
Karşımdaki boş duvarı izlerken derin bir nefes alıp verdim ve okumak için seçtiğim kitabı kenara bıraktım. Okusam bile hiçbir şey anlayamayacaktım zaten. Çünkü düşünceler bir türlü rahat vermiyordu. Bir de aklım Alaz da kalmıştı. Kütüphaneden öylece çıkıp gitmesi beniz huzursuz ediyordu. Yüzüme bile bakmamıştı. Bir anda ne olmuş olabilirdi ki? Ya da ben abartıyordum. İçinde olduğum hâlâ farklı geliyordu ve bu yüzden abartıyordum belki de.
Artık çocukluğuma dair bir şeyler hatırlıyordum ama hatırladığım şeyler her şey miydi emin değildim. Bundan sonra ne olacak? Nasıl davranacağım? Ve en önemlisi alışabilecek miyim buna? Onlara ayak uydurabilir miydim bilmiyordum. Kendimi her şeye yabancı hissediyordum.
Eve geldiğimde yemeğimi yiyip kendimi odamda ki gizli odaya kapatmıştım. Tabi ki babamla uzun uzun konuştuktan sonra...
"Baba gel artık. Seni çok özledim." Diye mırıldandım. Babam yanımda olmadığı için her şey o kadar zor geliyordu ki... Belki de düşünüp durmam da bu yüzdendi. Babam döndüğünde her şey düzelirdi. Çünkü babam her şeyi çözerdi. Her koşulda benimleydi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuzey Yıldızı (Tamamlandı)
Teen Fiction*** Alıntı *** "S-Simal..." derken kollarımın arasından yere kayarken bende onunla birlikte yere oturup onu kendime çektim. Yüzü acıyla buruşurken sırtındaki elimde hissettiğim ıslaklıkla elime bulaşan Simal'in kanına baktım şaşkınlıkla. "a-ağ-ağla...