6. Bölüm: Kavga etmeyeceğim

2.2K 131 14
                                    

*DÜZENLENDİ*

Keyifli okumalar...

********

Aralık 2017


Sağ ayağımla yerde ritim tutarken müdürün çoktan buraya ışınlanması gerekiyordu. Okulun otoparkı kapalı otopark değildi. Bu yüzden benimde bir köşede olacakları izliyor olmamdan bir anlam çıkaramazdı geçici müdür. Neyse ki çok geçmeden müdür koşturarak telaşla otoparkın girişinde göründü. Gözleri arabasında gezinirken bağırarak arabasının yanına koştu. Sırıtmamak için kendimi zor tuttum. Okula yeni gelen öğrencilerde arabalarını park etmiş müdürü izliyorlardı.

Bizim geçici müdürün ise bir ağlamadığı kalmıştı. Otoparkta sesi yankılanırken bende sadece sırıtma isteği uyandırıyordu. Müdür ne yapmış olursa olsun ben ona ya da yakınlarına zarar verecek biri değildim elbette. Benim derdim, o çok sevdiği koltuk için burslu öğrencilere yaptıklarından dolayı ona çektirmekti.

Burada neler olduğuna gelirsek ise az önce öğrencilerden biri Müdüre arabasının çizildiği haberini vermişti. Arabası boydan boya içler acıtan bir şekilde çizilmesinin yanında bir de ön tarafına kocaman bir masa koltuğu çizilmişti. Tabi o da kazıyarak.

Doğru bildiniz. Ben yaptım.

Müdür "kim yaptı bunu?!" diye avaz avaz bağırırken ben biraz ileriden onları izliyordum. Elimde bir çekirdeğim eksikti. Sahne sırası bendeydi. Uzaktan izleyip kaçan bir kişiliğim yoktu. Müdürle uğraşan bendim ve bir şey yaptıysam o sahnede görünmeden asla gitmezdim. 'Ben yaptım' demek için henüz erkendi ama yine de görünmeden gitmezdim. Yüzümü ifadesizleştirip kalabalığa doğru yürüdüm. Oluşmaya başlayan kalabalığı geçerek en önde durup arabaya baktım. "Geçmiş olsun Hocam. Fena çizmişler arabanızı."

"ne diyorsun sen?! Sen mi yaptın yoksa?!" diye bağırdı sinirden kıpkırmızı olmuş bir suratla. Domatesten farkı yoktu.

"çokta kızmamak lazım hocam. Zevksiz arabanıza bir çizim gelmiş. Hem bakın sizin en sevdiğiniz şeyi çizmişler: 'koltuk'"

"sen... Sen yaptın! Seni mahvederim!" karşımda çırpınışlarını izlemek aslında çok güzeldi. Muhtemelen o da geçici olarak geldiği bu mevkiden burslu öğrencilere yaptığı ayrımcılığı böyle izlemişti. Asıl o yere gelecek Müdürlerin gelmesini engellediğinde de böyle izlemişti. Ama artık işler değişmişti. Ben bu okulun kapısından girdiğimde her şey değişmişti.

Bilmezliğe yatarak onun daha çok delirmesini izlemek istedim. Arabasına önem verdiğini biliyordum ama bu kadarını bilmiyordum. "neyi? Çizikleri mi? E bilemem? Ben burada değildim." Müdür arabasında oluşturduğum çiziklere dokunurken hâlâ bağırıyordu ve neredeyse ağlayacaktı. Son sözlerimi söylemek için gözlerimdeki tehditkâr bakışla müdüre baktım. "Siz koltuğunuza dikkat edin hocam. Güzel çizmişler koltuğu, çizmesinler sizin koltuğunuzu da..."

Müdürü ve oluşan öğrenci kalabalığını arkamda bırakarak yürümeye başladım. Bu gidişle 1 ay boyunca güvenlik kameralarının benden kurtuluşu yoktu. Birkaç saatliğine de olsa devre dışı bırakıyordum onları. Çünkü hoca benim üzerime gelecek olursa babamın kim olduğunu öğrenmesi kaçınılmaz olurdu. Ama benim isteğim bu değildi. Her şeyin en sonunda öğrenmeliydi babamı.

Kantinde kahvemi yudumlarken birinin "günaydın" diyerek karşıma oturdu. Umursamazca Ediz'e bakıp "sana da." Dedikten sonra kahveme geri döndüm.

"Daha iyi görünüyorsun. Koray amcanın döndüğünü bildiğim için hafta sonu evinin kapısına dayanmadım. Ama aklım sende kaldı."

Tek kaşımı kaldırarak ona baktım. "her iki koşulda da seni eve almazdım biliyorsun değil mi?"

Kuzey Yıldızı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin