helööö... bölümdeki hatalarım için üzgünüm. düzenlemeye fırsatım olmadı :(
multide; karakterler...
keyifli okumalar
*******
Zaman mı çabuk geçiyordu yoksa biz mi zamanı kıymetsiz geçiriyorduk? Ya da kendimizi fazla mı kaptırıyorduk. Zamanın, ne zaman geçtiğinin farkında değildim. Daha dün Alaz ve Pelin'le yapmam gereken bir ödev almış gibiydim. Ama o günün üstünden o kadar çok zaman geçmişti ki, herşey çok değişmişti. Mesela o gün o evde Umudumu bulacağımı bilmiyordum. Ya da ona aşık olacağımı... bunlardan kesinlikle bir şikayetim yoktu. Olamazdı da! Ama... İlk öpücüğümü Alaz tarafından alınacağı aklıma gelmezdi. Çünkü ona aşık olan bendim, o değil!
Belki de onun duyguları da benim gibiydi. Belki o da beni sevdiğinin farkında değildi, henüz.
İç sesimden kafamı sallayarak kurtuldum. Dün akşam ki o andan sonra Alaz'ı bir daha görmemiştim. Çünkü ondan kaçmıştım. Evet kaçmıştım. Gece birkaç sefer aramıştı ama utandığım için açamamıştım. Beni öpmüştü... ve ben onu itmiştim. Evet itmiştim. Ben bile bunu yapmamı beklemiyordum. Daha birkaç dakika önce beni öpecek gibi yaklaşıp öpmeden çekildiği için üzülmüştüm. Utandığım için, yüzüne bakamayacağım için ondan kaçmam normaldi ama şaşkınlıkla onu itmek? Buna benim bile cevabım yoktu. Birkaç dakika gözlerine bakıp sonra koşarak oradan uzaklaşmıştım. Durmadan eve kadar koşmuştum.
Babamdan yalvar yakar araba için izin almış ve okula arabayla gelmiştim. Evden geç çıkmama rağmen sabahları beni almaya gelen Alaz yoktu. Ondan kaçıyordum ama yine onu arıyordum... beni utandırmamak için gelmediğini düşünüp arabama bindim.
Okula geç kaldığımı ancak bahçeye girdiğimde anlayabilmiştim. Çünkü bahçede kimse yoktu. Çokta umursamamış ve hızla sınıfıma çıkmıştım. Sınıfıma yaklaşırken her adımımda kalbim biraz daha hızlanıyordu. Kapıyı hafifçe tıklatıp içeri girdim. Kızıl saçlı fizik hocamız bana gülümseyince bende ona gülümseyip üstümdeki gözleri yok sayarak sırama geçtim. Ama Alaz yoktu. Hemen Emrah'a dönüp "Alaz nerede?" diye fısıldadım.
Kaşları çatıldı hafifçe. "nasıl? Senin yanında değil mi?"
"yanımda olsaydı sana sorar mıydım?"
"Alaz'ı en son dün şirkete gitmeden önce gördüm. Sonra sana gelirken konuştuk, bir daha da telefonlarımızı açmadı. Senin yanında olduğunu sanıyordum."
Kalbim korkuyla atarken kendime küfüt ettim. Lanet olsun. onu yalnız bırakmamalıydım. "Emrah... Akşam Alaz'ın yanından yalnız ayrıldım ben. Eve Alaz bırakmadı." Emrah'ın kaşları çatılırken sertçe ayağa kalktı. Bende onun peşinden kalkıp giderken sınıftaki anlamsız bakışların odağıydık. Arkamdan gelen tek kişi ise bütün konuşmayı sessizce dinleyen Cenk'ti. Sınıftan çıkıp merdivenleri hızlı hızlı inen Emrah'ın telefonu kulağındaydı. Peşinden koşarken yetişemeyince "Emrah bekle" diye seslendim.
"Simal hemen geri dön."
"geri döneceğime inanıyor musun? Derken, Cenk'te okul kapısının önünde Emrah'ı durdurmuştu. "ulaşılmıyor hala telefonuna" diye söylendi Emrah.
"sokaktadır. Önce oraya bakalım sonrasını yolda düşünürüz."
"benimde aklıma sadece orası geliyor." Diyerek Cenk'e katıldı Emrah. İkisinin bakışları da aynı anda bana dönünce onlardan önce konuştum. "sizinle mi geleyim yoksa kendi bildiğim yoldan mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuzey Yıldızı (Tamamlandı)
Teen Fiction*** Alıntı *** "S-Simal..." derken kollarımın arasından yere kayarken bende onunla birlikte yere oturup onu kendime çektim. Yüzü acıyla buruşurken sırtındaki elimde hissettiğim ıslaklıkla elime bulaşan Simal'in kanına baktım şaşkınlıkla. "a-ağ-ağla...