-altı-

48.7K 2.1K 436
                                    

"Fedakarlık albayım. İnsanların başka insanlar için kendi hayatlarından fedakarlık yapmaları bu gezegeni yaşanabilir kılıyor."

°°°

Timin göreve gidişinin ardından 2 hafta geçmişti. Onlar hakkında çok bir haber alamıyordum görev olduğu için. Sadece birkaç güne geleceklerini tahmin ediyordum o kadar.

Valilikten hâlâ bir karar çıkmamıştı. Neden bu kadar uzadığını da anlamış değildim. Evet, hassas bir konuydu ama neredeyse 3 hafta olacaktı.

Dinlenme odasında kitap okurken koridordaki olağanüstü hareketlilik tüm dikkatimi dağıtmıştı. Askerler gidiyor, geliyordu. Kitabı bırakıp ayağa kalktım ve o sırada koridordan geçen Yağız'ı durdurdum.

"Yağız, ne oluyor? Ne bu hareketlilik?"

"Gökhan Üstçavuş vurulmuş. Hastaneye götürüyormuş helikopter. Diğer bir helikopterle de Asrın Üsteğmen'im ve tim geliyor. Kemal Albay hastaneye gitti. Biz de timi karşılamak için acele ediyoruz."

Gökhan vurulmuş muydu? Durumu ciddi olmalıydı ki helikopterle hastaneye gidiyordu.

"Tamam Yağız. Sağ ol." dedim ve odama gidip üzerime montumu giydim. Ardından askeriyenin bahçesine çıktım. Tim gelmişti. Daha önce gördüğüm ama hiç iletişim kurmadığım bir albay onlarla konuşuyordu.

Albayın konuşması bittiğinde tim askeriyenin büyük kapısından içeri girdi. Komutan ise gitmek yerine benim yanım doğru geliyordu.

"Gökhan nasıl?" dedim yanıma gelir gelmez.

"Durumu ciddi, bacağından vuruldu ama sinirlere gelmiş olma ihtimali var."

"Anladım." diyerek başımı salladım. "Hastaneye gidecek misiniz?"

"Gideceğiz. Gelmek ister misin?"

Ben söylemeden ne düşündüğümü anlamasına sevinmiştim. "İsterim. Siz hazırlanın. Ben bekliyorum dinlenme odasında."

"Tamam. Beş dakikaya hazır oluruz."

Komutan, kendi odasına doğru giderken ben dinlenme odasında timi beklemeye koyulmuştum.

Gerçekten de beş dakika içinde hepsi hazırlanmıştı.

Timdekiler bir arabaya binerken ben Komutan'ın arabasına binmiştim. Eğer ben de gidecek olmasaydım beşi bir araba ile gidecekti yüksek ihtimalle.

"Radyoyu açmak istersen açabilirsin. Gerçi hep türkü kanalları ayarlı ama."

"Yok." dedim. "İyi böyle."

"Sevmez misin türkü?"

Omuz silktim. "Severim ama bana kendimi iyi hissettirmezler. Hepsinin ayrı ayrı bir hikayesi var. Genelde de acıklı hikayeleri var. O hikayeleri düşündükçe içim daralıyor, kalbim sıkışıyor."

Gülümsedi. "Sevdiririz Öğretmen Hanım. Herkes sevmeli türküleri."

"Severim belki Komutan. Kim bilir."

Yolun geri kalanında ikimiz de konuşmamıştık. Hastaneye geldiğimizde timle birlikte içeri girdik ve Gökhan ameliyatta olduğu için ameliyathanelerin olduğu kata çıktık.

"Komutanım." diyerek Kemal abinin yanına gitti Komutan. "Nasıl durumu?" diye ekledi.

"İyi, sinirlerin zarar görmüş olma ihtimali yüksekmiş."

"Sinirleri zarar görmüşse yürüyemez." diye mırıldandı Komutan. "Askerliği biter, meslek hayatı biter."

Kemal abi ayağa kalktı. "Güçlü dur Asrın. Burada bekle Gökhan'ı. Benim askeriyeye dönmem gerek. Sizin tim için bir asker daha gelecek. Onu karşılamam gerekiyor."

SEVDA -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin