"Aşk bahar gibidir albayım. Martta görünen tomurcuklar gibi bir tomurcuk verir önce kalpte. Tıpkı tomurcuğun ağaçtan izin almadığı gibi aşk da kalpten izin almaz. Sonra nisanda açmaya başlayan çiçekler gibi yavaş yavaş açılır. Yavaş yavaş hissettirir kendini. Çiçekler tamamen açtığında aylardan mayıstır. Aşk da mayısta tamamen açan çiçekler gibi bir süre sonra tamamen açar kendini. Aşk bahardır albayım. Baharın doğayı yeniden hayata döndürmesi gibi aşk da insanı yeniden hayata döndürür. "
°°°
Yemekleri yemiştik, çayları içmiştik. Bunları yaparken de bol bol sohbet etmiştik.
Umay sofraya oturmamıza yakın gelmişti. Tam da Kutay'ın dediği sebepten dolayı geç kalmıştı.
"Uyudu mu çocuklar?"
Hale ile Elif başını sallayarak eşlerinin yanına oturdular.
"Kutay, al bakalım bağlamanı eline." dedi Asrın hafifçe Kutay'ın dizine vururken.
Kutay kanepenin yanında koyduğu bağlamasını alıp Asrın'a döndü. "Eşlik eder misiniz komutanım?"
"Hangisi?"
"Üflediler Söndüm."
Asrın genişçe gülümsedi. "Etmem mi hiç? Başla bakalım."
Kutay bağlamanın tellerini tıngırdatmaya başladığında kalbime dolan huzurla gözlerimi kapatıp başımı Asrın'ın koluna yasladım.
"Üflediler söndüm
Karanlıkta gönlüm
Hiç bilmezdim ama
Derindeymiş pek derdim"Kutay sözlere girerken Asrın uzanıp elimi avcunun arasına aldı. Eğilip dudaklarını elime bastırdı ve tekrar arkasına yaslandı. Bu hareketi beni gülümsetirken baş parmağımla elinin üzerini okşamaya başladım.
"Bak içime gör beni
Tut elimden yak beni
İstemezsen bu aşkı
Otur baştan yaz beni"Bu kez Asrın söylüyordu. Gözlerini bana çevirmiş, söylediği her kelimeyi bana bakarak söylemişti. Devamında Kutay ile söylemeye devam etmişlerdi.
Kısa süre sonra Kutay bağlama sesini sonlandırıp bize dönmüştü. "İstek parça var mı?"
"Ervah-ı Ezelde, çalar mısın?"
Kutay gözlerini Umay'a çevirdi. "Sever misin?"
Umay tebessüm ederek başını salladı.
Kutay, "Çalarım." diyerek bağlamanın tellerini tekrar tıngırdatmaya başladı.
Kutay, türküyü söylemeye başlarken Asrın, kolunu omzuma atıp başımı göğsüne yasladı. Yine dudaklarını saçlarıma bastırmıştı.
Bir yandan baş parmağımla onun elinin okşuyordum diğer yandan kalbinin atışını dinliyordum. Güzeldi. Kalbi gibi kalbinin sesi de güzeldi.
Kutay türküyü bitirirken Umay ile kısa bir bakışma yaşamıştı. Sonrasında gözlerini ilk kaçıran Kutay olmuştu.
"Başka bir şey daha çalayım mı?"
"Yok." diyerek hafifçe doğruldu Asrın. O doğrulunca ben de başımı göğsünden kaldırmak zorunda kalmıştım. "Gidelim artık. Sabaha dinlemeniz lazım. Yoracağım sizi." dedi. Ardından Ceyhun'u göstererek "En çok da Karatan'ı." diye ekledi.
Ceyhun tatlı tatlı gülümsemeye çalışırken Asrın onun bu haline gülüp ayağa kalktı. Ardından elini bana uzatarak beni de kaldırdı.
"Sağ ol Hale her şey için."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVDA -Tamamlandı-
Fiction générale-yorumlarda spoiler olabilir- "Sevmezler Öğretmen Hanım. Burada öğretmenleri sevmezler. Acımadan öldürürler seni, Aybüke Öğretmen'i Necmettin Öğretmen'i şehit ettikleri gibi seni de şehit ederler. Acımazlar, gözlerini bile kırpmazlar. Hiç mi acımıyo...