"İnsan neye bağlanır albayım? Neresiyle bağ kurar? Güvendiği yerle mi? Gönül verdiği yerle mi? Yoksa güvendiği yer zaten gönül verdiği yer midir?"
°°°
Yağız, yolun başında gözükürken çalan telefonumu çıkarmak için elimi montumun cebine attım.
"Efendim Komutan?"
"Yağız geldi mi?" diye sordu direkt.
"Geldi şimdi." diyerek Yağız'ın arabasının kapısını açıp bindim. "Senin nereden haberin var?"
"Askeriyedeyim."
"Taburcu oldun mu?" dedim heyecanla. Sesim istemsizce yüksek çıkarken Yağız yüzünü ekşitmişti.
"1 hafta oldu, çıkayım artık hastanede değil mi?"
"Doktorları rahat bırakmadın değil mi?"
"Hiç yapmam öyle şeyler." dedi gülerek.
"Askeriyede mi kalacaksın?"
"Evet. Başka kalacak yer yok zaten. Annemler Ayla ablanın yanında. Yaren de oraya geçecek."
"Tamam o zaman. Askeriyeye gelince görüşürüz"
"Pazartesi seni okula ben bırakacağım."
Kaşlarım çatıldı. "İyileş önce Komutan. Acelesi yok."
"İyileştim, iyiyim. Araba da kullanabilirim. Hatta okulda kalıp tüm gün seninle ders de işleyebilirim."
Ufak bir kahkaha dudaklarımdan firar etmişti. "Okuldan kaçmaya çalışmak yok."
"Bundan sonra kaçmaya çalışmak yok Öğretmen Hanım." dedi ve derin bir nefes verdi. "Gelince görüşürüz."
"Görüşürüz." diyerek kapattın telefonu. "N'aber Yağız?" diyerek Yağız'a döndüm.
"İyidir, senden?"
"İyi. Bir haftayı daha kapattık işte." dedim gülerek.
"Martı bile yarıladık."
Gülümseyerek "Öyle valla." dedim. "Bahar geldikçe çocuklar daha da neşeleniyor." dedim.
Yolun geri kalanı kısa sohbetlerle geçerken askeriyenin bahçesine girmiştik.
Yağız'ı beklemeden arabadan inip büyük kapıdan içeri girmiştim. Ayaklarım beni direkt dinlenme odasına götürürken dinlenme odasından da sesler yükseliyordu.
Odaya girdiğimde direkt boşta olan Hamza ve Kutay'ın arasına oturdum. "Nasılsınız gençlik?" dedim gülerek.
"İyiyiz." dediler hep bir ağızdan.
"Çok şıksınız." dedim hepsinin kıyafetlerine bakarken.
"E gidiyoruz ya." dedi Ceyhun.
"Nereye?"
"Ohoo." dedi Ceyhun arkasına yaslanarak. "Biricik Ayla ablamız bizi yemeğe davet ediyor. Yeşim teyzeler de buradayken."
"Yeşim teyze?" dedim sorarcasına.
"Annem." diyerek odaya girdi Komutan. Tim ayaklanırken eliyle oturmalarını işaret edip kendisi de Süleyman'ın yanına oturdu.
"Annem Yeşim, babam Ahmet." diye devam etti.
"Ha!" dedim uzunca. "Anladım."
"Böyle mi geleceksin? Üzerini değiştirecek misin?"
"Böyle gelirim, üzerim iyi gayet."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVDA -Tamamlandı-
General Fiction-yorumlarda spoiler olabilir- "Sevmezler Öğretmen Hanım. Burada öğretmenleri sevmezler. Acımadan öldürürler seni, Aybüke Öğretmen'i Necmettin Öğretmen'i şehit ettikleri gibi seni de şehit ederler. Acımazlar, gözlerini bile kırpmazlar. Hiç mi acımıyo...