-altmışbir-

13.1K 898 380
                                    

"Terk edişler albayım. Sebepsiz sandığımız terk edişler vardır. Yıkılışlar, ağlayışlar... Merhabalar vardır albayım. Hiç ummadığımız anda yaşanan merhabalar..."

°°°

Yazardan

Feride, Sevda'nın aramasını reddedip kafasını kaldırdı ve üzerinde Mahfuz yazan tabelaya baktı.

Cemal'i görmesinin üzerinden 1 hafta geçmişti. 1 haftadır dalgındı. Zihnini toparlamaya çalışıyordu. Sevda'ya anlatmıştı Cemal'in kim olduğunu. Sevda yıllardır bunu anlatamadığı için az da olsa kızmıştı Feride'ye.

Gördüğü ilk anda fark edemese de bu 1 hafta içinde kalbinde bir yara, bitmeyen bir hikaye olarak kalan bu adamı ne kadar özlediğini fark etmişti.

Mahfuz'un önüne kadar gelmişti ama buradan itibaren adım atmakta zorlanıyordu. Aklı gitmesini söylüyordu. Aklı, gidip yüzleşmesini ve kalbini bu esaretten kurtarmasını istiyordu. Kalbi aklına düşman kesilmişti. O da haklıydı. Kırılmaktan korkuyordu. Zaten kalplerin ortak kaderi kırılmaktan korkmak değil miydi?

"Feride?"

Feride Cemal'in sesi ile arkasını döndü. İçeri girmekten korkarken adamın arkasından geleceğini ve ona yakalanacağını hiç tahmin etmemişti.

"Cemal?" diyebildi zar zor. Ne demesi gerektiğini bilememişti.

Bir süre sadece birbirlerine baktılar. İkisi de kelimeleri zihninde toparlamaya çalışıyordu. "Konuşmak için mi geldin? Feride başını sallamakla yetindi. "Buyur, geç." dedi. Kapısına geleni kovmak ona yakışmazdı.

Feride kalbindeki yarım hikayenin sahibi olan adamın arkasında olduğunu bilerek dükkandan içeri girdi. Bugün, hiç olmadığı kadar çekingendi. Adamı bir kez daha kırmaktan, kendisi bir kez daha kırılmaktan korkuyordu.

"Üst kata çıkalım."

Her seferinde Asrın ya da Sevda'nın çıktığı o ahşap görünümlü merdivenden bu kez Feride çıkıyordu. Usul usul, sakin sakin basıyordu ayaklarını yere.

Barış ve Sena yaptıkları işi bırakıp merdivenlerdeki adam ve kadına bakmışlardı ancak Cemal'in sessiz işareti ile işlerine geri döndüler.

Üst katta Cemal için ayrılan camekanlı bölüme geçerlerken Cemal, "Barış, bize iki çay getirir misin?" diyerek Barış'a seslendi.

"Hemen abi." karşılığını alırken cemekanlı bölümün kapısını kapadı.

Feride ile karşılıklı oturduklarında Cemal'in gözleri Feride'de, Feride'nin gözleri ise etraftaydı. Kafenin dekorasyonu dikkatini çekmiş, hoşuna gitmişti. Onu inceliyordu.

Cemal çaylar gelene kadar uzun uzun Feride'yi izledi. Kadını ne kadar çok özlediğini yeni yeni fark ediyordu. Yarası öyle derindeydi ki uzun bir süredir onu oradan çıkarmaya, hatırlamaya korkuyordu.

Barış, çayları ikisinin önüne bıraktı usulca. "Teşekkür ederim." dedi Feride içten bir gülümseme ile.

Barış da ona içten bir gülümseme sunarken"Rica ederim, afiyet olsun." dedi.

Barış son kez Cemal'e baktıktan sonra yanlarından ayrıldı. Cemal'in yanında ilk kez bir kadın görüyordu. Kim olduğunu merak etmekte haksız değildi.

"Konuşmaya geldim, dedin. Konuş." dedi Cemal ifadesiz çıkan sesiyle.

Feride çayından bir yudum alma isteği duydu. O da kırgındı ama Cemal'in paramparça olduğunu görebiliyordu.

SEVDA -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin