"Ağlamak albayım, her yerde yapılacak bir eylem mi? Yok albayım, insan her yerde ağlamamalı. Ya sevdiğinin boynuna sıkıca sarılıp onun boynuna akıtmalı gözyaşlarını ya da onun dizlerine yatıp orada ağlamalı. İnsanlar ağlamalı albayım, sevdiklerinin sinesinde ağlamalı. Ama çocuklar, işte onlar hiç ağlamamalı.
°°°
Uyanalı yaklaşık yarım saat olmuştu, bu sürede üzerimi giyinmiş ve hazırlanmıştım.
Çantamı ve telefonumu alıp odadan çıktım. Dinlenme odasına doğru giderken elindeki kutuyla revirden çıkan Arda'yı görünce durdum.
"Hayırdır? Ne bu kutu?" dedim merakla. Uzun süredir Arda ile konuşmamıştık hiç. Fırsatımız olmamıştı, askeriyenin içinde de hiç karşılaşmamıştık.
"Haberin yok mu senin?"
"Neyden?"
"Tayinim çıktı Kırıkkale'ye. Buraya da yeni doktor gelecek. Bugün gidiyorum."
"Yaa!" dedim yüzüm asılırken. "Duymadım ki hiç."
"Çok olmadı zaten belli olalı, öğleden sonra yeni doktor gelecek. Reviri ona teslim edip gideceğim."
"Anladım." dedim iç çekerek. Arda'nın gitmesine üzülmüştüm. Askeriyede yalnız kaldığımda yanına gittiğim çok olmuştu. Sohbeti, muhabbeti çok güzeldi. "Yolun açık olsun o zaman." diye ekledim gülümseyerek.
Gülümsememe karşılık verip "Sağ ol Sevda. Kendine çok dikkat et." dedi.
"Çiçeğim nerede kaldın? Seni bekliyoruz." diyerek yanıma gelen Asrın'a döndüm.
"Arda ile vedalaşıyordum."
Asrın, Arda'ya döndü. "Bugün mü gidiyorsun?"
Arda başını sallayarak onayladı. "Öğleden sonra yeni doktor gelecek, burayı ona teslim edip gideceğim."
"Güle güle o zaman. Ne zaman ihtiyacın olursa arayabilirsin biliyorsun değil mi?"
Arda gülerek Asrın'a sarıldı. "Biliyorum, sen de aynı şekilde." dedi birkaç kez yavaşça Asrın'ın sırtına vurarak.
"Eyvallah." diyerek ayrıldı Asrın, Arda'dan.
"Birbirinize iyi bakın ve birbirinizin kıymetini bilin."
"Komutanım sizi bekliyoruz."
"Geliyoruz Süleyman."
Asrın tekrar Arda'ya döndü. "Allah'a emanet ol."
"Sen de."
Asrın, elimi koca avucunun içine hapsedip ilerlemeye başladı. Askeriyeden çıkıp bahçede bizi bekleyen askeri araca bindik.
"Umay da gelecekmiş, Kemal albayın arabasını almış bugün. Umut da gelmek istedi o da gelecek."
"Tamamdır, çocuklar bizi ne kadar kalabalık görürlerse o kadar çok sevinirler." dedim imalı bir gülüş atarken. Kutay, bu gülüşümü görmezden gelip önüne döndü.
Yolun geri kalanı da sohbetlerle geçmişti. Sohbetlerin konusu genel olarak çocuklardı.
Köye giriş yaptığımızda askeri araç okulun önünde durdu. Hep birlikte araçtan indik.
"Çocukların haberi yok bugün okula geleceğimden. Onları çağırmamız gerekecek."
"Siz geçin içeriye, biz Süleyman ile hepsini çağırıp geliriz."
Başımı sallayarak onayladım Ömer'i. "Sağ ol Ömer."
Ömer ve Süleyman evlere doğru ilerlerken biz de okula girmiştik.
![](https://img.wattpad.com/cover/296656491-288-k425195.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVDA -Tamamlandı-
General Fiction-yorumlarda spoiler olabilir- "Sevmezler Öğretmen Hanım. Burada öğretmenleri sevmezler. Acımadan öldürürler seni, Aybüke Öğretmen'i Necmettin Öğretmen'i şehit ettikleri gibi seni de şehit ederler. Acımazlar, gözlerini bile kırpmazlar. Hiç mi acımıyo...