"Baba oluyorum albayım. Dünyanın ne olduğunu bilmeyen bir miniğe doğruları, gerçekleri öğretmekle görevlendiriliyorum. Dünyanın en korkutucu ama en özel göreviyle görevlendiriliyorum. Ufacık bir can benim canım oluyor."
°°°
"Kısacık zamanda bile bir şeylere alışmak mümkünmüş. Rahmimdeki varlığını sadece iki gündür biliyorum ama buna rağmen sanki bunu uzun zamandır biliyor gibiyim. Orada olmana, içimden bir parça olmana öyle kolay alıştım ki bu iyi mi yoksa kötü mü bilmiyorum.
Seninle aylar sürecek bir yolculuğun çok başındayız ama ben en başından çok sevdim bu yolu. Seninle her an yan yana olmak, seni bu kadar küçük olduğun zamanda bile hissedebilmek çok özel. Teşekkür ederim bu hissi bana yaşattığın için.
Baban içeride uyuyor şimdi. Gece çok geç döndü görevden. Hayatımız zor anneciğim, buna rağmen mutluyuz. Çünkü mutluluk kolay yoldan elde edilmez. Zorlukların içinde olmadığın sürece hiçbir şeyin kıymetini bilemezsin. Sana söz bunca zorluğun içinde mutlu olmayı öğreteceğim sana.
Baban bazen yanımızda olamayacak. Hatta belki sen dünyaya gözlerini açtığında da biz tek başımıza olacağız. Baban bir dağda, vatanımız için çatışıyor olacak yine de üzülmeyeceğiz. Vatan söz konusu olduğunda biz önemli değiliz. Bunu da öğreteceğim sana.
Seninle ilk kez konuşuyorum ama beni anladığını düşünüyorum. Seni çok seviyorum yavru kuş. Hayatımıza hoş geldin."
Sevda önündeki defterin kapağını kapatıp gözünden akan yaşları sildi. Çocuğuna hatıra bırakmak istediği için bir deftere günlük tutmaya başlamıştı. Günlerini unutmak istemiyordu. Belki de hayatının en özel, en değerli evresinden geçiyordu. Bu anları hep hatırlamak istiyordu.
Defteri televizyonluğun çekmecesine kaldırıp mutfağa geçti. Yemek yaparken mutfak balkonunun kapısını sonuna kadar açıp mutfağın kapısını da kapatıyordu. Mide bulantısı git gide arttığı için zorlanıyordu.
Kapıyı açtığı gibi karşılaştığı kokuyla birlikte banyoya koştu. Nefes nefese öksürüp ölcürken arkasından birinin saçlarını tutmasıyla rahatladığını hissetmişti. Sabah kahvaltıda azıcık da olsa yediği şeyleri çıkartırken derin bir nefes verdi.
Lavaboda elini yüzünü yıkayıp Asrın'a döndü. "Seni de uyandırdım. Özür dilerim." dedi.
Asrın, eşinin gözünün önündeki saçını kulağının arkasına arkasına sıkıştırıp "Sorun yok iki gözümün çiçeği. Sanırım sana yemek konusunda yardım etmem gerekiyor." dedi.
"Yorgunsun ama sen olmaz ki."
"Olur Sevda'm, olur. Akşama misafir çağırdık. Yemekleri ben hazırlayabilirim."
Yorgun bir nefes bırakıp "Peki, teşekkür ederim." dedi.
Asrın tek hamlede çocuğunun annesi olan sevdiği kadını kucağına alırken Sevda'nın dudakları arasından ufak bir çığlık çıkmıştı. Asrın onu yatak odasına götürüp yatağa bıraktı. "Siz yatın, isterseniz de uyuyun. Gerisini be hallederim." diyerek sevdiği kadının saçlarını geriye itip alnına bir öpücük kondurdu.
Sevda mayışan sesiyle "Uyuyorum o zaman ben." dedi.
Asrın gülümseyerek başını salladı. "Uyuyun çiçeğim." dedi ve arkasını dönüp odadan çıktı.
Asrın eşinin hamile olduğunu öğrendiğinden bu yana, birkaç gündür, ona çoğul kiplerle seslenmeye dikkat ediyordu. Eşinin rahminde büyüyen çocuğunun onu duyduğunu düşünüyordu ve onu asla unutmuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVDA -Tamamlandı-
General Fiction-yorumlarda spoiler olabilir- "Sevmezler Öğretmen Hanım. Burada öğretmenleri sevmezler. Acımadan öldürürler seni, Aybüke Öğretmen'i Necmettin Öğretmen'i şehit ettikleri gibi seni de şehit ederler. Acımazlar, gözlerini bile kırpmazlar. Hiç mi acımıyo...