-ellidört-

19.2K 946 495
                                    

"Mesafeler aile olmaya engel midir albayım? Vedalar her zaman son mudur? Mesafeler sadece görmeye engeldir albayım. Ne sevmeye ne de hissetmeye engel değildir."

°°°
Sabahın erken saatlerinde gözlerimi açtım. Dün gece erken yattığım için rahatça erkenden kalkabilmiştim.

Tim dün sabah göreve gitmişti. Kemal abinin söylediğine göre bu gece de gelmiş olacaklardı. Ve bu iki gün boyu izinlilerdi. Yarın, Umay Mardin'e gidecekti. Hepimizin bir yanı buruktu bu konuda ama bunu en iyi saklayan Kutay'dı. En çok o üzülüyordu ama üzüldüğünü en az belli eden de oydu. Geçenlerde bana "Eğer üzüldüğümü anlarsa pişman olur. Ben aldığı karardan pişman olmasını istemiyorum." demişti.

Banyoya girip elimi yüzümü yıkadım ve üzerimi değiştirdim. Saçlarımı da tepeden at kuyruğu yaptım. Telefonumu cebime atıp odadan çıktım.

Hemen yan tarafımda olan odaya yöneldim. Asrınlar'ın gelmiş olması gerekiyordu. Kapıyı çalma ihtiyacı duymadan yavaşça açtım. Gece geç geldikleri için bu saatte uyuyor olduğunu tahmin etmesi zor değildi nitekim düşüncelerimde yanılmamıştım. Yatağında uyuyordu. Asrın'ın huzurlu uyuduğunu gördüğüm çok nadir anlar vardı. Onu birçok kez uyurken görmüştüm ama genelde gergin oluyordu uyurken. Bunu anlaması zor değildi. Yüzü ele veriyordu.

Yavaş adımlarla yanına gittim ve usulca yanına kıvrıldım. Anında tek koluyla beni sarmalamış burnunu boyun girintime sokmuştu. "Deminden beri ne zaman yanıma geleceğini merak ediyordum." dedi boğuk çıkan sesiyle.

"Sen uyumuyor muydun?"

"Kapıyı açtığın an uyandım."

Kapıyı ne kadar yavaş açarsam açayım uyanmıştı. Hayatımda gördüğüm uykusu en hafif olan insandı.

"Gözlerini açacak mısın?"

"Uyuyorum çiçeğim. Beni rahatsız etmezsen sevinirim." Derin bir iç çektim. Ne kadar süre böyle duracaktık acaba? "Sevda'm kıpırdamasana." diye mırıldandı.

"Asrın, nefes aldım sadece." dedim sitemkar sesimle. "Hem kalkman lazım. Bugün Gökhanlarda toplanacağız, biliyorsun. Bugünü iyi değerlendirelim."

Başını, yaslandığı boynumdan çekti. "Tamam çiçeğim. Sen ne dersen o. Kalkıyorum."

Genişçe gülümseyerek yanağına koca bir öpücük kondurdum. "Aferin akıllı bıdık. Şimdi beni bırak da kahvaltıya gideyim. Acıktım."

"Kahvaltıya gitme. Ayşe teyzenin dükkanına gideriz. Bana bir gözleme ısmarlarsın değil mi?"

Gülerek başımı salladım. "İstediğiniz gözleme olsun Komutan'ım. Bir de ısmarlarım, iki de."

"Serbestsiniz Öğretmen Hanım." diyerek kolunu çözdü ve beni azad etti.

"Sen hazırlan ben de üzerime elbiselerimden birini giyeyim. Pantolon bunaltıyor yazın."

"Tamam çiçeğim. Kalkıyorum."

Asrın'ın odasından çıkıp kendi odama girdim ve dolaptaki elbiselerimden birini çıkarttım askıdan. Hızlıca onu giyip tekrar odadan çıktım.

1 haftadır gündemimiz oldukça yoğundu. Tam 1 hafta önce bugün Eda ve Ceyhun'un birlikteliğini öğrenmiştik. Tüm gün birlikte gezdikten sonra bize söylemek akıllarına gelmişti. Aynı günün öğleni Ömer'e bir zarf gelmişti. Kars'a istediği tayini kabul edilmişti. Bunu bildiren yazıyı okuduğunda istediği olduğu için sevinmişti ama bizden ayrılmayı da istememişti.

Ömer, annesi de babası da yaşlı olduğu için onların yanında kalmak istemişti. Bu yüzden de Kars'a tayin istemişti.

Yarın hem o hem de Umay gidecekti. Bu akşam Gözdelerin evinde toplanma sebebimiz de buydu. Veda yemeği yiyecektik birlikte. Hale de gelecekti, akşam bizimle olacaktı. Bu, bu akşamın en güzel yanıydı. Göktuğ'u da Hale'yi de çok özlemiştim.

SEVDA -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin