"İnsanlar çift yaratılmış derler albayım. Sahi insanlar çift mi yaratılmıştır? İnsan eşini bulunca mı tamamlanır? Ben tamamlandım albayım. Ben eşimi buldum ve tastamam oldum."
°°°
İnsan bu hayatta kimseye ihtiyaç duymasa bile bir anneye ihtiyaç duyardı. Çünkü insanı sebepsiz sevecek ilk kişi annesidir.
Benim annem beni sevmemişti. Niye sevmemişti, ne yapmış olabilirdim bilmiyorum ama sevmemişti.
Ben hayatımda ilk kez sebepsiz sevildiğimi Feride Sultan tarafından hissetmiştim. Amacı hiçbir zaman benim annem olmaya çalışmak olmamıştı. Evet, beni çok sevmişti ama sadece sevmişti. Bence bu çok daha kıymetliydi. Sadece sevmişti.
Başımı hafifçe yukarı kaldırıp dizinde yattığım Feride Sultan'a baktım. Gözleri gözlerimle kesiştiğinde genişçe gülümseyerek saçlarımı okşayan ellerini yüzüme indirdi. "Güzel kızım benim." diye mırıldandı.
Gülüşüne karşılık verip başımı tekrar indirdim ve saçlarımı okşamaya devam etmesine izin verdim. "Elinde büyüyen bu kız kendi yuvasını kuruyor." diye mırıldandım. "Nasıl hissediyorsun?"
"Gururlu, endişeli, mutlu."
Güldüm. "Aynı şeyleri ben de hissediyorum. Her şeye rağmen bu günlere gelebildiğim için gurur duyuyorum. Sevdiğim adamla hayatımı birleştirdiğim için mutluyum. Koca bir evin sorumluluğunu üstleneceğim için endişeliyim." dedim.
Bir evin sorumluluğunu yüklenmek şimdiye kadar yüklendiğim en büyük sorumluluk olabilirdi.
Yuvayı dişi kuş yapar, sözü çok doğruydu. Asrın askerdi. İşi bana göre katbekat zordu, katbekat yorucuydu. Benden daha az evde olacaktı. Bazen haftalarca gelmediği olacaktı. Tüm bu zamanlarda evin tüm işleri bana bakacaktı. Bu düşünce beni korkutuyordu.
"Ufacık bir kız çocuğuyken seninle evcilik oynardık. Sen o zamanlar bile hiç anne olmak istemezdin. O küçücük yaşında bile evin annesi olmanın zorluğunun farkındaydın. Kaçardın. Şimdi büyüdün, bu sorumluluğu alacaksın." dedi.
Hatırlıyordum o anları. Çocukluğumda pek arkadaşım olmadığı için tüm oyunlarımı Feride Sultan ile oynardım. Tüm evcilik oyunlarımın annesiydi o. Benim hayatımın da annesiydi.
"Acaba gerçekten o kadar büyüdüm mü?" diye mırıldandım. İnsan büyüdüğünü nasıl anlardı ki? Neye göre büyürdü insan? Bir insanın büyüyüp büyüyemediğine kim karar veriyordu?
"Hadi git de yerine yat artık." derken soruma cevap vermemeyi tercih etmişti. "Yarın erkenden kalkacaksın. Yorucu bir gün olacak." dedi.
Derin bir iç çekerek başımı dizilerinden kaldırdım. Uzanıp yanağına koca bir öpücük kondurdum. "İyi geceler sultanım." dedim.
Gülerek o da benim yanağıma bir öpücük kondurdu. "İyi geceler deli kız." dedi.
Onun kaldığı misafir odasından çıkıp merdivenlere ilerledim. Feride Sultan ve tim bugün gelmişti. Feride Sultan burada kalacaktı, diğerleri de otellerine yerleşmişti.
Kına yarındı. Asrın'ın akrabalarından kimsenin çağrılmasını istememiştim. Zaten kına da davetiyede yazmıyordu. Sadece bizim kızlar olacaktı. Bir de Yaren birkaç arkadaşını çağırmak istemişti. Terasta kendi aramızda eğlenecektik. Rahat olmak istemiştim. Asrın'ın akrabalarını çağırmamamın tek sebebi de buydu.
Asrın da annemler de olanların farkında oldukları için ses etmemiş, her şeyi istediğim gibi ayarlamışlardı.
Odaya girdiğimde Yaren'in hâlâ uyumamıştı. Yatakta oturmuş, telefona bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVDA -Tamamlandı-
General Fiction-yorumlarda spoiler olabilir- "Sevmezler Öğretmen Hanım. Burada öğretmenleri sevmezler. Acımadan öldürürler seni, Aybüke Öğretmen'i Necmettin Öğretmen'i şehit ettikleri gibi seni de şehit ederler. Acımazlar, gözlerini bile kırpmazlar. Hiç mi acımıyo...