"İnsan sevdiğine ait olan şeyleri unutmaz albayım. Sevdiğinin içinde bulunduğu her anı en ince ayrıntısına kadar hatırlar. Unutmaz, sahip çıkar o anlara. Sımsıkı sarılır, bırakmaz."
°°°
Kapı sesiyle gözlerimi açtım. Terliklerimi ayağıma geçirip kapıyı açtım.
"Sadece 8 ay sonra gözümü her gün şu güzelliğe açacağım. Dünyanın en şanslı adamı olabilir miyim?"
Asrın'ın söylediklerine gülerek "Abart canım." dedim.
"Keşke kendine benim gözümden bakabilsen be çiçeğim. Bana hak verirdin o zaman." dedi iç çekerek. "Hazırlan da çıkalım dışarı. Çocukları çok bekletmeyelim."
Başımı sallayarak onayladım. "Tamam hayatım. Kahvaltıyı bekler miyiz?"
"Yok, geç kalırız beklersek. Yolda giderken simit falan alırız."
"Peki o zaman komutanım, siz beni bekleyin. Üzerimi değiştirip geliyorum."
Asrın gülerek başını salladı ve dinlenme odasına doğru ilerledi. Ben de içeri geçip hızlıca üzerimi değiştirdim ve hazırlandım. Ardından ben de dinlenme odasına geçtim.
"Günaydın gençler!"
Hep bir ağızdan "Günaydın." dediler.
"Biz gidiyoruz, daha köye gidip çocukları alacağız."
"Tamam komutanım. İyi eğlenceler."
Bugün çocuklarla beraber Asrın'ın benim doğum günüm için sattığı resimlerin sergileneceği sergiye gidecektik. Serginin Asrın'ın izin gününe denk gelmesi mutlu etmişti beni.
"Sağ ol Eserkaya."
Asrın kolunu belime attı ve birlikte ilerlemeye başladık.
"Çocuklar arabaya sığmaz, nasıl olacak?"
"Merak etme çiçeğim, ayarladım ben her şeyi."
"Bir Superman edasıyla yaptım diyorsun ha?"
Ufak bir kahkaha attı. Çenesindeki çukur görünmüştü yine. "Kıdemli Üsteğmen Asrın Sarıkaya'nın yanında Superman de neymiş?"
"Egonu yesinler senin."
"Ayp ediyorsun? Ego mu bu?"
"Değil mi hayatım?"
"Değil." dedi. "Gerçekler. Sen de diyorsun ya isimsiz kahramanlar diye."
"Doğru." diye mırıldandım. "Sen gerçek bir kahramansın hem de en süperinden."
Gülerek dudaklarını saçlarıma bastırdı. "Samet'i arayayım ben." diyerek cebinden telefonu çıkardı.
"Samet, yanına bir er daha al. Yanıma gel. Bahçedeyim."
"Tamam, bekliyorum."
Telefonu kapatıp cebine koydu. "Erler bizimle gelir. Askeriyenin büyük araçları var ya onunla çocukları taşırlar. Biz de kendi arabamızla gideriz."
Başımı sallayarak onu onayladım. Çok geçmeden Samet ve yanında bir er daha gelmişti. "Emredin komutanım." diyerek asker selamı verdiler.
Asrın'ın "Rahat." komutuyla rahata geçtiler. "Şu büyük araçlardan birini alın, köydeki öğrencileri bugün Şırnak'a geziye götüreceğiz."
"Emredersiniz komutanım."
"Sivillerinizi giyinin, garajdan da arabanın anahtarını alıp gelin. 10 dakikanın var, çabuk olun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVDA -Tamamlandı-
General Fiction-yorumlarda spoiler olabilir- "Sevmezler Öğretmen Hanım. Burada öğretmenleri sevmezler. Acımadan öldürürler seni, Aybüke Öğretmen'i Necmettin Öğretmen'i şehit ettikleri gibi seni de şehit ederler. Acımazlar, gözlerini bile kırpmazlar. Hiç mi acımıyo...