-kırkbeş-

18.8K 1.1K 601
                                    

"İnsanın canını en çok ne yakar bilir misin albayım? Güven... Güven, şu hayattaki en büyük zehirdir. Boşa çıkmazsa panzehir, boşa çıkarsa öldürücü bir zehir. İnsanın gözünün içine baka baka yalan söylemek nedir bilir misin albayım? O gerçekleri öğrendiğinde uğradığın hayal kırıklığını bilir misin? Bilirsin albayım, biliriz. İnsanoğlu hayal kırıklığı yaşamak için doğmuş. Güvenmek için doğmuş. O güvenle zehirlenmek için doğmuş. Güven güzel şey be albayım. Her şeye rağmen, her boşa çıkışına rağmen güzel şey. Güven, yaşatır insanı albayım. Ama mutlu ama mutsuz... "

°°°
Asrınlar görevden uzaklaştırılalı 5 gün olmuştu. Bu beş günde Asrın ile atışlar konusunda baya çalışmıştık. Birce ile doya doya vakit geçirmiştik. Bu sabah da diğerleriyle birlikte kahvaltı yapacaktık.

"Domatesleri doğrar mısın Sevda abla? Ben de millet gelmeden üzerimi değiştireyim."

"Doğrarım güzelim. Sen git de giyin."

Yağız yine gelmeyecekti ama Yaren'in gönlünü almıştı bu sefer. Birlikte akşam yemeği yiyeceklerdi dışarıda.

"Oğlum sen niye askeriyeye gitmiyorsun? Biz ne güzel sensiz kahvaltı yapardık."

"Sanane lan! Öğleden sonra gideceğim. İzin aldım öğleye kadar."

Asrın ve Tuğra yine birbirlerine laf atarlarken Elif gülerek yanıma geldi. "4 senedir böyleler sonsuza kadar da böyle olacaklar galiba." dedi.

"Bana da öyle geliyor inanır mısın? İkisi de birbirini çok seviyor ama sevmiyor gibiler."

Elif gülerek başını salladı ve doğradığım domatesleri salondaki yemek masasına götürmek için aldı.

Çalan kapı ile domates suyu olan ellerimi kağıt havluya silip kapıyı açmaya gittim.

"Hoş geldiniz." diyerek Ceyhun, Gözde ve Gökhan'ı içeri aldım.

Eda'yı da çağırmıştım ama öğleden sonra Ceyhun ile ecza deposuna gideceklerini, eksikleri belirlemesi gerektiğini söyleyip gelmemeyi tercih etmişti.

"Kutay nerede?" dedim aralarına bakarak.

"Umay'ı bekliyor aşağıda. Liseli aşıklar gibiler ya."

Gökhan Ceyhun'un ensesine vurdu. Ceyhun kaşlarını çatarak Gökhan'a döndü. "Ne vuruyorsun oğlum?"

"Kınama insanları. Seni de görürüz."

Ceyhun göz devirerek havalı havalı içeri ilerledi.

"Özledin mi Sevdacığım bizi? Bizimle aynı yerde kalmamak nasıl bir duygu?"

"Gökhan biz yaklaşık 2 aydır falan seninle farklı yerlerde kalıyoruz. Evlenip gittin ya hani."

"Ha!" dedi şaşkınlıkla. "Çok doğru söyledin."

Gözde gülerek Gökhan'ı kolundan çekiştirdi ve onlar da salona geçtiler.

Tekrar çalan kapı ile salona geçemeden tekrar kapıya döndüm.

Kutay ve Umay'a kapıyı açtım. "Hoş geldiniz."

"Hoş bulduk." diyerek sıkıca sarıldı Umay.

Umay geri çekildikten sonra Kutay ile de sarıldık. "Nasılsın? İyi misin?"

Genişçe gülümsedim. "İyiyim, sen nasılsın?"

"İyiyim iyiyim." dedi gülümsememe karşılık verirken.

Üçümüz birlikte salona geçtiğimizde herkes çoktan sohbete dalmıştı.

"Hoş geldin Kutayım komutanım, bekledin mi sevdiceğini güzelce?"

SEVDA -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin