-altmışdokuz-

12K 738 254
                                    

"Geleceğin düşünceleri, bizlerin hayalleri... İnsan hayal kurmaktan vazgeçmemeli albayım. Yok olacağını, yıkılacağını da bilse sahip çıkmalı hayallerine. Hayaller gerçekleşir albayım. Yerde, gökte ya da başka bir yerde gerçekleşir. Ama mutlaka gerçekleşir."

°°°

Hayat bizi acıyla harmanlardı. Yerden yere vurur, yoğururdu insanı. Nasıl bir yemeği baharatla harmanlamadığımızda tadı olmaz, saman gibi gelirse ağzımıza insan da acı çekmeden hazır hale gelmezdi.

Ağlaması gerekirdi insanın. Ders çıkarması, öğrenmesi, anlaması gerekirdi. Acı, hayatı öğretirdi. Gözyaşları güçlendirirdi insanları.

Gökhan'ın gelmesiyle Gözde'nin yanından kalktım usulca. Az önce uykuya dalmıştı. Ayla ablanın ufak bir işi çıktığı için ben gelmiştim. Gözde'nin asla tek başına kalmasına izin vermiyorduk. Psikolojik açıdan o kadar yıpranmıştı ki bizim desteğimize ihtiyacı vardı.

Gökhan, "Çok sağ ol Sevda." derken minnet dolu bir gülümsemeyi de bana sunmuştu.

"Lafı bile olmaz, kardeşten farksız o benim için." dedim burukça gülümserken. "Yeni uyudu. Ona göre götürürsün yerine. Ben de çıkayım artık. Malum uçağa yetişeceğiz."

Başını sallayarak onayladı beni ve kapıya kadar bana eşlik etti. "Görüşürüz."

"Görüşürüz." diyerek ayakkabılarımı giydim ve merdivenlere yöneldim.

1 haftadır hepimizin ilgisi Gözde'deydi. Gökhan, bugün işe başlamıştı sabah o askeriyeye gelirken Ayla abla da Gözde'nin yanına geçmişti ama öğleden sonra bir işi çıktığı için ben gitmiştim.

Biz Gözde'ye destek olmak için çabalarken Asrınlar da Gökhan'a destek oluyorlardı. Özellikle de Ceyhun sürekli aramıştı Gökhan'ı.

Çalan telefonumla zihnimin içindeki tüm düşünceleri bir kenara bıraktım ve kabanımın cebinden telefonumu çıkardım. Komutan'ım yazısı yüzümdeki gülümsemenin oluşmasına yetmişti.

"Efendim sevgilim?" diyerek açtım telefonu.

"N'apıyorsun?"

"Askeriyeye geliyorum. Şimdi çıktım Gözdelerden."

Derin bir iç çekti. "Ah be çiçeğim sana arabayla gitmeni söyledim o kadar. Soğukta yürüyorsun, hasta olacaksın."

"Hayatım bir şey olmaz. Hava o kadar da soğuk değil."

"İyi öyle olsun. Ben çantamı hazırladım. Sen de hazırlamış mıydın?"

"Evet." diyerek onayladım. "Sabah hazırladım her şeyi. Sabah uyanır uyanmaz gideriz havaalanına."

"Tamamdır çiçeğim. Sabah bizi havaalanına Kutay bırakacak."

"Tamamdır. Öptüm seni. Gelince görüşürüz."

"Ben de seni öptüm çiçeğim. Görüşürüz."

Telefonu tekrar cebime atıp yürümeye devam ettim. Lojmanlar ile askeriye arası çok uzun bir mesafe değildi zaten. Çok uzun sürmezdi. Sabah saat 8'deydi uçağımız. 6 gibi falan kalmamız gerekiyordu. Bir an önce askeriyeye gidip uyumak istiyordum.

Alarmın sesiyle zar zor gözlerimi açarken tek ihtiyacım biraz daha uykuydu. Uyumaya vaktim olsa kesinlikle en az 5 saat daha uyurdum.

Gözlerimi tamamen açtıktan sonra alarmı kapatıp yattığım yataktan doğruldum. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra hızlıca üzerimi giyip saçlarımın önünden birer tutamı arkada birleştirip kahküllerimi düzelttim.

SEVDA -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin