"Şehitlik dünyanın en güvenli yeri gibi albayım. Koca vatanı korumuş insanlar seni mi koruyamaz, diye düşünüyorsun da oraya sığınıyorsun. Dünyanın en gurur verici yeri yine şehitlikler albayım. Baktıkça gurur duyulan, içine girdikçe sevilen bir yer orası. Sarıp sarmalayan, koruyan yer orası..."
°°°
İnsan sevdiği insanlara kızamıyordu. Onlarla birlikte gülüyor, onların gülüşüne eşlik ediyordu.
Yemeği yiyeli yaklaşık 1 saat olmuştu. Miray ve Süleyman geleli ise 2 saat falan geçmişti. 2 saattir Miray ve Süleyman'a, onların asansör macerasına gülüyorduk.
İkisinin de bu duruma alınmaları gibi bir durum yoktu. Gülüşümüze, neşemize eşlik ediyorlardı.
Sonunda Süleyman, "Tamam ya!" diyerek araya girmişti. "Başka konu konuşalım, bizi konuşmak için mi geldik buraya?" dediğinde sesinde ufak bir utanma sezmiştim.
Ceyhun Süleyman'a "Konu aç, konuşalım Sülüman'ım." derken yavaşça ensesine de vurmuştu.
Süleyman sinsi sinsi gülümsedi Ceyhun'a. "Siz ne zaman evleniyorsunuz? Herkes taktı parmağına yüzük. Eda'nın eli hâlâ boş. Yok mu yakınlarda bir teklif falan?" dediğinde hepimiz sırıtışının sebebini anlamıştık.
Salonda hepimizin kahkahaları yankılanırken Ceyhun Süleyman'a kötü bir bakış attı. "Sanane oğlum bizim evliliğimizden." dedi sitemle.
"Aşk olsun abi, ben sizin için diyorum. Hayat kısa, kaçırmayın hayatı." dedi ve arkasına yaslandı.
Asrın, "Oğlum uğraşmayın birbirinizle. Biz de evlenince siz baş başa kalacaksınız." diye araya girerken ona hak vermiştim. Askeriyeden ayrılacaktık resmen. Bu düşünce içimde bir burukluk hissetmeme sebep olmuştu.
"Harbiden lan!" dedi Ceyhun şaşkınlıkla. "Kutay'ım komutanım evlenince ben bununla aynı odada kalacağım." Hızla Kutay'a döndü. "Evlenme. N'olur evlenme." diye ekledi.
Umay sıkıca Kutay'a sarılıp Ceyhun'a ters bir bakış attı. Sahiplenici nişanlı tutuşu sergilemişti resmen. Ortalıkta kahkaha sesleri eksilmezken Asrın Gökhan'a döndü. "Gökhan, Ceyhun seni sattı." dedi alaycı çıkan sesiyle.
Gökhan tek kaşını kaldırıp Ceyhun'a bakmaya başladı. "Sattı vallahi komutanım. Normalde bana yalvarırdı." derken derin bir iç de çekmişti.
Ceyhun göz devirerek "Evlendin gittin oğlum, ne yapayım? Şu saatten sonra çocukların sevsin seni." dedi.
Hepimiz Ceyhun'un bu haline gülüyorduk. Geri dönüşleri hepimizi çok eğlendiriyordu. Her seferinde mutlaka bir geri dönüş sergiliyordu.
"Sevsin tabi." diyerek Gözde'nin karnını okşadı. Gerçek bir babaydı, daha şimdiden sarıp sarmalıyordu ikizleri.
"Uğraşmayın Karatan'ımla." diyerek olaya el koydu Eda. "Üzülüyor sonra."
"Konuş be Sare'm." diyerek hemen Eda'yı kolları arasına aldı. Bir de yanağına koca bir öpücük kondurdu.
Eda yüzünü buruşturup Ceyhun'un öptüğü yeri elinin tersiyle silerken biz onların bu haline hem şaşırıyor hem de gülüyorduk. "Ay Ceyhun!" diyerek zorla Ceyhun'un kolları arasından çıktı. "Yılışma bir ya." dedi sitemle. "Sulu sulu öpüyorsun bir de!"
"İyi be iyilik de yaramıyor." dedi Ceyhun Eda'nın sitemine karşılık verirken.
"Eda sarıl şuna azıcık. Sonra bana sarılıyor odada." diyen Kutay'dı. İkisinin aynı odada kalması yasaklanmalıydı galiba.
Asrın kaşları çatarak "Oğlum siz odada ne yapıyorsunuz?" diye sordu şaşkınlıkla.
"Harbiden ya!" diyerek Umay da ona katıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVDA -Tamamlandı-
General Fiction-yorumlarda spoiler olabilir- "Sevmezler Öğretmen Hanım. Burada öğretmenleri sevmezler. Acımadan öldürürler seni, Aybüke Öğretmen'i Necmettin Öğretmen'i şehit ettikleri gibi seni de şehit ederler. Acımazlar, gözlerini bile kırpmazlar. Hiç mi acımıyo...