-oniki-

38.9K 1.9K 665
                                    

"İnsan insana ihtiyaç duyar albayım. Sevgisine, öfkesine, korkusuna, korumasına ihtiyaç duyar. İnsan insana sığınmak ister albayım. Tüm korkularında birine sığınmak ister."

°°°

Sabahtan beri ortalıkta görünmeyen Komutan'ın nerede olduğunu tim de bilmiyordu. Telefonuna da ulaşamamıştık ve ben meraklanmaya başlamıştım.

Evet asker olduğu için kendini çok rahat koruyabilirdi ama bir pusuya düşürülse iyi şeyler olmazdı.

Oturduğum yerden kalkıp pencereye ilerldim. "Siz neden bu kadar sakinsiniz?" dedim time sitemle.

Ceyhun gülerek yanıma geldi. "Asıl sen neden bu kadar meraklısın Sevdacığım? Asrın Sarıkaya kendini her şekilde koruyabilir."

Göz devirerek kalktığım kanepeye tekrar oturdum. "Robot olmadığınızı ve bazen sizin de başınıza bir şey gelebileceğini ne zaman anlayacaksınız acaba?"

"Sevda haklı." dedi Kutay. "Pusuya falan düşürülebilir. Tek kişi o kadar adamın karşısında isterse yılların askeri olsun yine başarısız olur."

"Tamam, hemen içinize kurt düşmesin. Gelir birazdan." diyen Ömer de içten içe endişelenmeye başlamıştı sanki.

Gökhan'ın doğum günü kutlamasının üzerinden neredeyse 1 ay geçmişti. Şırnak'a sonunda az da olsa kar yağmıştı. Son günlerde hava durumunda çok fazla kar yağacağı haberleri dolansa da emin olamıyorduk.

"Hah geliyor işte." diyerek pencerenin önünden çekildi Ceyhun. "Aslanlar gibi geliyor hem de."

Oturduğum yerde derin bir nefes verdim ve arkama yaslandım. Yüreğime su serpilmişti gerçekten.

Aradan birkaç dakika geçtikten sonra Komutan dinlenme odasına girdi.

"Komutanım meraktan öldük ya." dedi Ceyhun Komutan'ın yanına otururken. "Gerçi bizden çok Sevda endişelendi ama neyse."

Komutan'ın bakışları bana dönerken Ceyhun'a ters bir bakış attım ve ben de ona döndüm. "Telefonuna da ulaşamayınca." diye mırıldandım.

Kaşları çatılmıştı. Üzerindeki montun cebinden telefonunu çıkarıp ekranına baktı. "Sessizde kalmış." diye mırıldandı ve telefonun ekranını kapatıp tekrar cebine koydu.

"Neredeydin ki?" dedim çekingence.

"Köye gittim. İnşaat bitmiş, oradaki askerler de döndüler. Ustalar da ayrıldılar. Ben de anahtarı teslim alıp geldim. Seninle gitmemiz gerekiyor ama."

"Bitti mi? Gerçekten mi?"

Gülerek başını salladı. Ben o kadar ilgisizdim ki inşaata karşı hiçbir aşamasıyla ilgilenmemiştim. Bittiğinden bile yeni haberim olyordu.

"Evet, birlikte gidelim. Sen de içerisiyle ilgilen. Pazartesi de eğitime başlarsın."

Heyecanla başımı salladım. "Ben hazırlanayım o zaman." diyerek ayağa kalktım.

"Otur Öğretmen Hanım. Ben kahvaltı yapıp geleyim bir. Nilüfer teyze bana bir şeyler ayırmıştır. Öyle gideriz."

"Ha." diyerek kalktığım yere geri oturdum. "Tamam o zaman."

Ayaklanıp dinlenme odasından çıktı. Yemekhaneye gitmişti büyün ihtimalle.

"Hadi gözün aydın." diyerek elini destek verircesine omzuma koydu Kutay.

Hepsi tek tek kutlarken ben içimdeki heyecanın daha da arttığını hissediyordum.

Çalan telefonumla gözümü ekrana çevirdim. Pencerenin önüne doğru giderek telefonu açtım.

SEVDA -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin