-kırkdört-

20.3K 1K 297
                                    

"Babalar kahramandır albayım. Can veren babalar, yaşayan babalar, can vermek için yaşayan babalar kahramandır. Babalar özlenilir albayım. Sevilir, sayılır, sarılır. Babalar albayım, merhametli babalar..."

°°°
Zar zor açtığım gözlerim direkt karşı kanepemde uyuyan Asrın'ı bulmuştu. Gece zar zor Tuğra ve Elif'i ikna etmiş, yanında yatırmıştı Birce'yi. Şu anda da Birce'ye olabildiğince dikkat ettiği yüzünden belli oluyordu. Çok rahat uyumuyordu. Her an uyanacak gibiydi.

Yattığım yerden kalktım yavaşça. Asrın'ın yattığı kanepenin yanına diz çöküp usul usul saçlarını okşamaya başladım. Sertti saçları, sürekli toz toprak içinde olduğu için ipek gibi değildi.

Saçlarını okşamaya başlamamla ela gözlerini yavaşça aralamıştı. Gözlerinden uyku akıyordu. Dediğini yapmış ve tüm gece beni izlemişe benziyordu.

"Deli falan uyuyorsun ama uyurken de çok güzelsin."

Genişçe gülümsedim. "Sana beni izlemeyip uyumanı söylemiştim."

Yatmaya devam ederken gözlerini kaçırdı. "Hiç duymamışım görüyor musun?" dedi gülerek.

Yanağına koca bir öpücük kondurup "Kalk hadi." dedim.

"Bence de kalkayım." diyerek doğruldu. "Daha poligona gideceğiz."

"Doğru." dedim iç çekerek. Dün akşam beni poligona götürmeye zar zor ikna etmişti. Hazır o da göreve falan gitmiyorken bir türlü başlayamadığımız atış ve dövüş derslerine başlayacaktık.

"Hiç boşuna iç çekme öyle. Bunları halletmemiz lazım okullar tekrar açılmadan. Kendini koruyabileceğini bilmem lazım."

"Tamam hayatım, demedim bir şey." diyerek yanında yatan Birce'yi gösterdim. Gözlerini açmış, çipil çipil etrafa bakıyordu. "Uyanmış prenses. Dikkat et de düşmesin."

Ben elimi yüzümü yıkamak için banyoya girdim. Elif ve Yaren de çoktan uyanmıştı, kahvaltı hazırlıyorlardı. Yaren misafir odasında kaldığı için bizden başka bir yerde yatmıştı.

Banyodan çıkınca Asrın'ın kucağından Birce'yi alıp mutfağa geçtim. "Günaydın."

"Günaydın. Rahat uyudunuz mu?"

Elif'in direkt sorduğu soru gülümsememe sebep olmuştu. Her ne kadar bizim özellikle de Asrın'ın yabancı olmadığını bilse de bizi rahat ettirebilmek için üstün bir çaba sarf ediyordu.

"Gayet rahattık. En azından ben öyleydim."

"Asrın uyumadı değil mi?"

Gülerek başımı iki yana salladım. "Uzun bir süre beni izlemiş galiba."

"Tahmin edebiliyorum. Hiç şaşırmadım. Ts akşamdan diyordu burada kaldığımız süre boyunca her gün gece güzel bir manzarayı izleyeceğim diye."

Sessizce masaya tabak çatal kayan Yaren'e kaydı gözlerim. Dün akşam da sessizdi. "Yaren'im, sana da günaydın."

"Günaydın Sevda abla." diyerek tekrar önüne geldi. Daha fazla bir şey söylememiştim. Sonra tek başımıza konuşmak daha iyi olurdu büyük ihtimalle.

"Günaydın." diyerek mutfağa giren Asrın'a dönmüştü gözlerim.

"Günaydın devrem. Nasıl iyi uyudun mu kızımla?"

Asrın tebessüm ederek başını salladı. "Hiç sesi çıkmdı gece. Hiç sana çekmemiş bu kız ama Tuğra'ya da çekmemiş."

Elif kızaran patatesleri kontrol ederken birkaç saniyeliğine arkasını dönüp Asrın'a göz devirdi. "O hep öyle. Sessiz sakin uyur benim kızım."

SEVDA -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin