SEVDA -Tamamlandı-

-altmışiki-

"Bazen aşk hiç ummadığımız bir sahaf dükkanında olabilir albayım. Bazen aile hiç ummadığımız bir şehirde olabilir. Hayat sürprizlerle doludur albayım. Her saniyesi beklenmedik şeylerle doludur."

°°°

Yemekhaneden içeri girdiğimde timin her zamanki yerinde oturduğunu gördüm ve yanlarına doğru ilerledim.

Nişanın üzerinden 1 hafta geçmişti. Bugün akşam Gözdelerde toplanacaktık. Hafta sonu Umay da burada olduğu için toplanmaya çalışıyorduk, öteki türlü onu görmemiz biraz zor oluyordu.

"Günaydın." diyerek Asrın'ın yanındaki yerime oturdum.

"Günaydın çiçeğim."

"Günaydın."

Ben de kahvaltımı ederken yemekhaneden içeri giren Gökhan yanımıza geldi. "Hoş geldin." diyerek ona yer açtı Kutay.

"Hoş buldum."

"Kendine tabak al Kesici. Bir şeyler ye."

"Yok komutanım. Karım evden karnımı doyurmadan çıkmama izin vermiyor. Kahvaltı ettim de geldim."

Hepimiz onun bu haline gülerken Ceyhun Gökhan'ın ensesine vurdu yavaşça. "Ne bu aşk oğlum?"

"Sanane lan!" dedi Gökhan ters ters Ceyhun'a bakarken. "Kıskanma evliyim diye beni."

Ceyhun kolunu yanındaki Eda'nın omzuna attı. "Ne kıskanacağım kardeşim seni? Biz de güzeller güzeli sevgilimle askeriyeliyiz. Öyle değil mi Sare?"

Eda inanamaz gözlerle Ceyhun'a bakıyordu. "Lütfen bu espriyi yapmadım de, yanlış duydun de."

"Yaptı valla Eda." dedi Süleyman gülerek.

"Ulan Süleyman sen niye sürekli sevgilimle benim arama giriyorsun? Bizi bastığın yetmiyormuş gibi bir de konuşup duruyorsun."

Eda'nın ağzındaki lokma boğazında kalırken Eda öksürmeye başladı.

Ceyhun hızla masadan ona su doldurup verirken Eda suyu alıp içti. Sakinleşmişti.

"Bastı derken?" dedi Asrın tek kaşını havaya kaldırırken.

"Evet kardeşim." dedi Gökhan da. "Ne yapıyordunuz da bastı Süleyman sizi?"

Biz alttan alttan gülerken Ceyhun pot kırdığının farkına varmıştı. Eda yavaştan kızarırken Ceyhun yalandan bir tebessüm kondurdu yüzüne.

"Ne yazacağız canım?" dedi. "Ben vurulmuştum ya geçenlerde Sare de pansuman yapıyordu. Tabi pansuman yapması için de benim tişörtümü çıkarmam gerekiyordu. Süleyman da o sırada geldi. Yani sen de Gökhan, ne yapabiliriz Allah aşkına?"

Gökhan gülerek kaşlarını kaldırdı. "Ben nereden bileyim kardeşim? Bastı falan deyince yanlış anlaşılıyor."

Eda ayağıyla Ceyhun'un bacağına tekme atarken Ceyhun acıyla inledi. "N'oluyor yavrum ya?"

"Rezil ediyorsun bizi."

Ceyhun tatlı tatlı gülümsemeye çalıştı. "Onların içi fesat hayatım. Bakma sen onlara."

"Sus Ceyhun. Karnını doyur."

"Tamam ya kızma." diyerek önüne döndü Ceyhun.

Hepimiz tabaklarımıza dönerken bu kez sessizliği Miray bozmuştu. "Komutanım, ben kan verecektim de bugün. İzninizle hastaneye gidebilir miyim?"

"Hayırdır Miray? Önemli bir şey yok değil mi?"

"Yok komutanım. Kan değerlerime baktırmak için gideceğim.