1. Bölüm: Aksoy Koleji

8.6K 180 61
                                    

*DÜZENLENDİ*

Helööööö... 3 yıl sonra tüm hikayeyi düzenlemeye almak gerçekten çok farklı hissettirdi. :) Ben Kuzey Yıldızı'nı 2017 yılında yazmaya başladım ama ilk ismi Kuzey Yıldızı değildi. İkinci ismi Kuzey Yıldızı gibi bir şeydi XD okurken yaşlarıyla alakalı bir karışıklık olacak olursa bundan kaynaklı aslında. Hikayenin başlangıcı 2017. Aslında uzattıkça uzatabilirim çünkü 1 aydır buralarda yoktum ve sizleri çok özledim. :'( :(

Multide karakterler var.

Bölüm şarkısı; Teoman - İstanbul'da Sonbahar

keyifli okumalar...

*******

Kasım 2017

SİMAL'DEN

Babamın saçlarımda gezinen eliyle gözlerimi usulca araladım. Babamın gülümseyen yüzünü görünce bende uykulu bir şekilde gülümsedim.

"Günaydın kızım."

"Günaydın."

Ben yatakta oturur pozisyona geçerken babam da ayağa kalkıp "üstünü değiş gel. Aşağıda bekliyorum seni." dedi. Bana içimi ısıtan, sıcacık gülümsemesini bahşedip odamdan çıktı.

Arkasından bir gülümsemeyle baktım. Bu hayattaki en büyük şansımdı o benim.

Babam...

7 yaşında annemi kaybettikten sonra çok değişmiştim. Acı bir şekilde kaybettiğimizden mi yoksa küçük olup babamın o hallerine şahit olduğum için mi bilmiyorum. Neşe dolu çocukluğum bir anda tepetaklak olmuştu. Gözüm ne dedemleri ne amcalarımı ne de kuzenlerimi görmüştü. Bir tek babam... Her şeyimdi o benim.

Defalarca psikoloğa götürmüştü beni. Kimseyle görüşmeyi kabul etmediğim ve herkese kendimi kapattığım için. Fakat her defasında oradan kazanan ben olarak çıkıyorduk. Çünkü psikoloğu bile görmeden babamı ikna etmiş ve oradan ayrılmış oluyorduk. İkna etmekten çok, babam bana kıyamıyor ve kabul etmek zorunda kalıyordu. Psikologda olsa görüşmek istemiyordum. Benim için endişeleniyordu ama ben iyiydim. Sadece korkuyordum. Sevdiğim, değer verdiklerimi kaybetmekten korkuyordum. 11 yıldır da bu böyleydi, değişmemişti.

Benim yüzümden dostlarıyla, kardeşleriyle hatta anne ve babasıyla az görüşebiliyordu. Çünkü yine benim yüzümden Nevşehir'e, onların yanına çok gidemiyordu ama işleri yoğun olduğu için de çok gidemiyordu. Tabi telefonla sık sık görüştüklerini biliyordum. Onlarda İstanbul'a geldiklerinde babamla şirkette görüşüp gidiyorlardı sanırım ya da birkaç gün otelde kalıyorlardı. Her şey gibi bu da benim yüzümdendi ama bunları değiştirecek bir şeyler yapamıyordum. Tıpkı annemi kaybedişimiz gibi.... Ama babam o gün bana daha sıkı sarıldı, daha çok gülümsedi mesela. Babamın gülüşü insanın içini ısıtıyordu adeta. Herkes için sert, otoriter babam benim için yumuşacık biriydi.

Babam Aksoy Holdingin sahibi ve Türkiye'nin başarılı iş adamlarından biri. Otoriter olmasının en büyük sebebi buydu sanırım. Yanlış olmasın ben dışında herkese.

Babamın bu kadar tanınmasının aksine benim sadece adım biliniyordu fotoğrafım yoktu hiçbir yerde. Çevremde kimseyi bırakmamıştım annemden sonra.

Başımı iki yana sallayarak düşüncelerden çıktım ve derin bir nefes alıp verdim. Bakmayın güldüğüme bu sadece babam varken. Diğer insanlara karşı fazlaca ketum biri olduğum doğrudur.

Yataktan kalkıp banyoya girdim. Banyoda rutin işlerimi hallettim. Kendime gelebilmek için yüzüme birkaç defa soğuk suyu yüzüme çarpıp banyodan çıktım. Gardırobumdan okul formamı çıkartıp giyindim. Siyah beyaz olan Adidas spor ayakkabılarımı giydim ve saçımı atkuyruğu yaptım. Kasım ayının ortalarında olduğumuz için havalar soğuktu. Deri ceketimi de üstüme geçirdim. Kimseyle konuşmak muhatap olmak istemediğim için tek yoldaşım olan kulak üstü beyaz bluetooth kulaklığımı boynuma taktım.

Kuzey Yıldızı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin