Ögrencilerinin hepsi tahtanın önünde bekleyen kıza ve müdüreye bakıyordu.
"Arkadaşlar sınıfınıza transferle gelen bu arkadaşınızın adı Naz. Umarım güzel geçinirsiniz. Size de iyi dersler ögretmen hanım."
"Teşekkür ederiz efendim."
Müdüre sınıfı terk ederken öğretmen Naz'ın oturması için sınıfta gözlerini gezdirdi. Tam bir yeri söylemek üzereydi ki Naz'ın sesiyle duraksadı.
"Hocam benim boyum uzun. Arka sıralardan birinde oturabilir miyim? Kimse rahatsızlık duymasın. Mesela arkadakiler neden erkek kız karışık oturuyorlar? Şu sevimli kızla birlikte oturabilirim ne dersiniz?"
Ögretmen söylediği tarafa bakınca Neşe'yi ve Rüzgar'ı gördü. Neşe endişeli görünürken, Rüzgar ise birşeye sinirlenmiş gibi duruyordu.
"Evet olabilir. Rüzgar sen Gürkan'ın yanına geç. Naz sende Neşe'nin yanına otur kızım."
Rüzgar ayağa fırlayıp itiraz etmek istese de öğretmenin taviz vermez ifadesi buna engel oluyordu. Yerinden kalkarken Neşe'ye baktı. O da kendisine üzgün gözlerle bakıyordu. Belli ki yanından ayrılmasını istemiyordu.
Ah meleğim. Bu derslik idare et.
İstemeyerekte olsa Gürkan'ın yanına geçerken bir taraftan da Naz'a bakıyordu. Naz, Rüzgar'ın akıl okuma yetisini bildiginden dolayı bilerek zihnini meşgul tutuyordu. Her ne planlıyorsa kendisinin bilmesini istemiyordu belli ki. Doğal olarak bu da Rüzgar'ın daha dikkatli davranması konusunda önemli bir uyarıcı niteliği taşıyordu.
Naz sırasına yerleşip Neşe'den yana döndü.
"Selam ben Naz memnun oldum."
"Neşe. Bende memnun oldum."
"Neşe ha? Güzel isimmiş. Biliyor musun saçlarında gerçekten çok hoş. Kızıl çaglayanları andırıyor. Ateş denizi gibi sanki."
Neşe örgüsüne dokunup Naz'a baktı.
"İltifatın için teşekkür ederim. Senin adında gerçekten güzel."
"Ay biz seninle çok iyi arkadaş olacağız yaa."
Neşe de karşısındaki manken gibi kızın gülümsemesine karşılık verirken bir anda Rüzgar'la onun yan yana görüntüsü belirdi kafasında. İkisi de olağanüstü güzelliktelerdi. İçinde daha önce hiç yaşamadığı kıskançlık duyguları baş göstermeye başlamıştı. Ve bu hoşuna gitmiyordu.
"Bende Armina canım. Neşe'nin EN yakın arkadaşı."
Sanki yerini bil der gibi konuşmuştu Armina. Neşe insanlar konusunda çabuk yanılabilen bir yapıya sahipti. Ama Armina öyle değildi. Bu Naz isimli kız da sevemediği birşeyler vardı. Yakında da kokusu çıkardı meydana.
"Öyle mi?"
Naz da sinsi gülümsemesini yüzüne takınarak Armina'ya baktı.
"Öyle canım. Bir itirazın mı var?"
"Cesur gördüm seni?"
"Sakıncası mı var?"
"Aslında cesur kızları severim. Ama..."
Naz'ın ifadesi sevimli halinden çıkıp ciddi bir hal aldı. Bakışları dondurucuydu.
"Ama aptallardan hiç haz almam."
Armina Naz'ın bakışından biraz çekinir gibi olsa da sonuçta o Armina'ydı. Geri adım atmak nedir bilmezdi.
"Ne tesadüf bende. Ve tabi kendini birşey sanan yapmacık tipleri de unutmamak lazım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Prensleri 2 "MUAMMA"
VampireSerinin ikinci kitabıdır. Macera kaldığı yerden devam ediyor... Yayınlamakta olduğum bu hikaye az da olsa yetişkin ve şiddet öğeleri barındırdığından +16 yaş kitlesi için daha uygundur.