"Bu hale alışmak oldukça zormuş."
"Hadi bebeğim bir kez daha deniyoruz."
"Senin için söylemesi kolay. Bu lanet şeye karşı koymak o kadar zor ki. Çıldıracak gibi oluyorum her seferinde."
"Evet çıldırdığını biliyorum. En başlarda ona ulaşmak için bana nasıl saldırdığı unutmuş değilim. Eh en azından artık üstüme atlamadığına göre daha iyiye gittiğini söyleyebiliriz."
Alev bunun düşüncesiyle yüzünü buruşturdu.
"Gerçekten hiç birşey hatırlamıyorum. Canını yakmadım ya?"
"Şaka mı yapıyorsun? Elinden zor kurtuldum."
"Sen ciddi misin?? Ben çok...çok özür dilerim aşkım."
Yasir muzip bir gülümsemeyle karşısındaki kadına baktı.
"Aslında kendini affettirmenin bir yolu var."
"Ne gibi mesela? Gerçi bunun ne tür bir telafisi olabilir ki?"
"Zarar verdiğin yerleri öpebilirsin mesela."
"Yerler mi? O kadar fazla mı?"
"Hemde hemen hemen her yerim."
Alev iki saniye kadar durup Yasir'in yüzüne baktı. Sonra gözlerini kısıp ellerini beline attı.
"Sen fırsatçının tekisin biliyorsun değil mi sevgilim? Ayrıca kanıtın da olmadığına göre beni suçlayamazsın."
"Bak hele sen şuna. Hem suçlu hem güçlü. Pekala madem telafi etmeyeceksin o zaman bende yapmanı sağlarım."
Yasir elinde tuttuğu torbayı duvara fırlattı. Çarpmanın etkisiyle duvarda patlayan torba, anında sıçradığı her yeri kızıla boyadı. Alev onun bu yaptığına hayretle bakarken nedensizce öfkelenmeye başladığını hissetti. Ondaki bu değişimi farkeden Yasir bilerek üzerine gitti.
"Eminim şuan gerçekten üstüme atlamak istiyorsundur."
Alev hırlayarak Yasir'e doğru atıldı.
"O benimdi!!"
Kendisine karşı atağa geçen kadını kollarından yakalayıp çevirdi. Sırtı Yasir'in göğsüne değen Alev kurtulmak için çabalasa da bunun mümkün olmayacağını anlamıştı. Yasir gücü ona göre farklı bir orandaydı.
"Hemen bırak beni!"
Yasir Alev'in kısa saçlarının açıkta bıraktığı boynuna doğru eğildi. Oraya bir öpücük bıraktığında kollarında sıkıca tuttuğu kadınının hafifçe titrediğini farketti.
"Yerinde olsam kollarımdayken çok fazla tepinmezdim. Bu ikimizin de pek hayrına olmaz açıkçası."
Alev Yasir'in blöfünü görmüştü. Şimdi sıra ondaydı. Kendisini iyice ona bastırınca arkasındaki adamın dudaklarında boğuk bir inleme döküldü. Alev'in yüzüne anında memnun bir ifade oturmuştu. Ama bu şekilde yaparak da Yasir'in ekmeğine yağ sürmüştü resmen.
"Hadi bebeğim karşı koyma bana."
Yasir Alev'in kollarını serbest bırakıp, bu kez belini sıkıca sardı. Kafasını iyice Alev'in boynuna gömüp kokusunu iliklerine kadar çekti.
"Kokun beni çılgına çeviriyor. Sana dayanamıyorum."
Alev kulağının dibindeki ılık sesle mest olmuştu. Sözleri vücudunu esir alıyor, giderek alevlendirip yakıyordu.
Alev boynuna iliştirilen ateşli öpücükler sayesinde mantık sınırlarını aşmış, iç güdüleri uyanmaya başlamıştı. Her öpücükte daha fazlasını isterken bulmuştu kendisini. İradesinin son kırıntıları da etrafa saçılıp giderken seri bir hareketle Yasir'e döndü. Alev Yasir'in kızıllaşmış gözlerinde, tutkunun yoğunluğunu net bir şekilde görebiliyordu şimdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Prensleri 2 "MUAMMA"
VampireSerinin ikinci kitabıdır. Macera kaldığı yerden devam ediyor... Yayınlamakta olduğum bu hikaye az da olsa yetişkin ve şiddet öğeleri barındırdığından +16 yaş kitlesi için daha uygundur.