Multi de kitabımızın üçüncü serisinde de yer alacak olan Doktor Gökhan var... İyi okumalar :)
Herkes yavaş yavaş odalarına çekilirken Zehir dışarı çıkmak üzere ayaklandı. Koridor da ilerlediği esnada kendisine seslenilmesiyle yerinde durup arkasını döndü.
"Kabil ha amca?"
"Bir sen kalmıştın laf etmeyen sende et bakalım ufaklık."
"Eh artık okulda kuzenimle bu isim ne diye dalga geçerlerse ve yarın öbür gün sana gelip böyle isim mi olur amca derse, o zaman yanlışlıkla koymuştum diye açıklama yaparsın."
"Hem bir dakika ne varmış ki isim de? Ben alışmaya başladım aslında. Kabil. Ka-bil. Bak? Oldukça kulağa havalı geliyor."
Zehir deri ceketini tutup omzuna attı. Tekrardan kapıya doğru ilerlemeye başlamıştı ki yeniden durduruldu.
"Amca Naz kayıp."
Zehir Rüzgar'ın cümlesiyle olduğu yerde kalıp başını iki yana salladı.
"Gel benimle."
"İyi de nereye?"
"Soru sorma ve takıl peşime."
"Peki amca."
Rüzgar ciddi bir ifadeye bürünüp aceleyle telefonunu ve ceketini aldı ve Zehir'in peşi sıra evden çıktı. Zehir çoktan aracını çalışır vaziyete getirmişti.
"Gideceğimiz yerde kimseyle konuşma ve göz kontağı kurma. Yeni kişileri hoş karşılamazlar. Yanımdan bir saniye bile ayrılmayı aklından geçirme tamam mı?"
"Ta..tamam amca."
Nereye gidecekleri konusunda endişelenmeye başlamıştı.
"Ve merak etme benim yanımdayken kimse sana ilişmez. Gerisi ben hallederim."
"Neden öyle bir yere gitmek zorunda olduğumuzu sorsam?"
"Naz'ı görmek istemiyor muydun?"
"Hayır. Yani evet ama sadece nerede olduğunu bilip ona göre davranabilmek için."
Zehir gaz pedalına basıp hızlarını biraz daha arttırdı.
"İşte bizde onu görmeye gidiyoruz."
"Nasıl? Naz'ın öyle bir yerde işi ne ki?"
"Onu oraya kapşonlu dediğin çocuk götürdü."
"Kapşonlu çocuk mu? Ben onu büyük zannediyordum."
"Sana göre evet bana göre hayır."
Rüzgar anladığını belirtmek amaçlı başını aşağı yukarı salladı. Ama hala Naz'ı oraya neden götürmüş olabileceği sorusu yanıt almamıştı.
"O adam ve Naz? Ne alaka amca?"
"Naz'ın durduk yere ortadan kaybolduğuna inandın mi gerçekten? O gün, yani Neşe'nin evindeyken kapşonlu dediğin çocuk tetikte onları gözetliyormuş. Herhangi bir hamle karşısında müdahala edebilmek için. Neşe'nin odadan çıkmasını fırsat bilip Naz'ı o anda çekip almış evden. Çünkü suç aletini yanındaymış meğerse. Çantasındaymış. Belki o an kapşonlu içgüdüsel davranmasa Neşe'ye bir zarar gelebilirdi anlayacağın."
Rüzgar sinirlerine hakim olamayıp torpido gözüne yumruğunu geçirdi.
"Hey hey! O vurduğun araba benim arabam. Ayrıca yolda giderken kaportanın fırlamasını istemezsin değil mi?"
"Biliyordum! Onun rahat durmayacağından adım gibi emindim!"
"O kız akıl hastasının teki evlat. Bu saatten sonra özgürce ortalarda dolanmasına izin veremezdik. Sana da zarar verme olasılığı var çünkü."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Prensleri 2 "MUAMMA"
VampireSerinin ikinci kitabıdır. Macera kaldığı yerden devam ediyor... Yayınlamakta olduğum bu hikaye az da olsa yetişkin ve şiddet öğeleri barındırdığından +16 yaş kitlesi için daha uygundur.