Whatsapp grubu
Arat, Dicle, Dolunay, Duru, Egemen, Hira, Rüzgar, Talha, ZehirDuru : Millet size söylemem gereken şeyler var. Bu akşam herkes evde olsun. Gelmeyen de kendine mezar bulsun.
Grup sonlandırıldı...
Dolunay elinde telefon başını kaldırıp Duru'ya baktı.
"Duru yanında olduğumun farkındasın değil mi?"
"Aaa benim yapmam gereken birşey vardı!"
Duru olay mahalinden kaçarcasına ayrıldı.
"Hey buraya gel hemen! Bu şekilde kaçamazsın tamam mı?"
Lakin Duru çoktan uzaklaşmıştı bile.
Dolunay telefonu çalınca arayan numaraya baktı. Talha arıyordu. Muhtemelen Duru'nun neyden bahsettiğini soracaktı.
"Efendim hayatım?"
"Mesajı gördün mü?"
"Evet ama ne olduğu hakkında hiç bir fikrim yok. Sormamla kaçması bir oldu."
"Bende önce Egemen'i aradım ama o da bilmiyor muhtemelen. Fikri olmadığını söyledi."
"Acaba ne olabilir ki?"
"Bilmiyorum. Neyse güzelim benim şimdi kapatmam lazım. Son bestemin provasını yapıyordum. Seni seviyorum görüşürüz akşam."
"Tamam canım. Bende seni seviyorum hoşçakal."
Dolunay telefonu kapatıp sehpanın üzerinde duran dergilerden birini aldı. Bir kaç sayfa çevirdi ama dikkatini çekecek birşey bulamadı. Dergiyi yeniden sehpaya bırakıp yerinden kalktı ve telefonuyla şoförünü aradı. Ahmet Bey arabayı hazırlayın dışarı çıkıyorum.
Odasına gidip üzerine dışarı çıkmaya uygun şeyler giydi. Hazırlanınca da el çantasını alıp içerisine kredi kartlarını ve biraz nakit para koydu. Ardından malikaneden ayrılıp kendisini bekleyen araca bindi.
".... Alışveriş Merkezine."
"Tabi Dolunay Hanım."
........
Dolunay alışveriş merkezinde bir kaç mağaza gezdi. Sezonluk birşeyler alıp daha sonra elindeki poşetlerle yukarıya çıktı. Kafelerden birinin balkon kısmına oturdu ve bir kahve siparişi verdi. Dışarıdaki manzaranın keyfini sürerken kahve içmek iyi yerine getirmişti.
"Merhaba Dolunay Hanım nasılsınız?"
"Ah Naz ne tesadüf! Oturmaz mısın?"
"Teşekkür ederim."
Naz karşısındaki berjere oturdu ve elindeki mini çantayı masaya bıraktı.
"Birşeyler içsene. Bakar mısınız?"
"Buyrun efendim ne isterdiniz?"
Dolunay Naz'a bakıp sipariş vermesini bekledi.
"Sütsüz kahve lütfen."
"Hemen getiriyorum."
Servis elemanı yanlarından ayrılınca Naz Dolunay'a bakıp gülümsedi.
"Her zaman ki gibi çok güzelsiniz Dolunay Hanım."
"Sende her zaman ki gibi çok tatlısın."
Naz'ın kahvesi de geldikten sonra günlük hayatlarına dair kısa bir konuşma yaptılar. Fakat Dolunay muhabbetin eninde sonunda oğluna geleceğini biliyordu. Naz'ın Rüzgar'a olan aşırı ilgisinden haberi vardı. Sonuçta o bir anneydi ve oğluna dair her şeyi gözlemlemek ve ögrenmek onun sorumluluğundaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Prensleri 2 "MUAMMA"
VampireSerinin ikinci kitabıdır. Macera kaldığı yerden devam ediyor... Yayınlamakta olduğum bu hikaye az da olsa yetişkin ve şiddet öğeleri barındırdığından +16 yaş kitlesi için daha uygundur.