Zehir arabasını Havin'in olduğu söylenen adrese sürdü. Kendisine ulaştırılan istiparat kesin bilgiler taşıyordu. Vampir dünyasında eliniz biraz uzun olduğunda ve özellikle de kime danışacağınızı biliyorsanız eğer ögrenemeyeceğiniz şey, bulamayacağınız kimse yoktur.
Dakikalar sonra geldiği apartmandan içeriye girip dördüncü kata çıktı. Kapı beklenmedik bir şekilde aralıktı. Endişe tüm bedenini ele geçirirken yaptığı aptallığı düşündü. Tek dileyebileceği ona birşey olmamış olmasıydı.
Dikkatli bir şekilde aralık kapıyı sessizce ittirip içeriye girdi. Evin içinde birden fazla kişiye ait koku vardı. Ama bazıları daha silikken bir tanesi daha bir belirgindi. Ve kan kokusu. Burnunun içine dek işleyen vampir kanının kokusu. Ne kadar endişelense de hızlı hareket edemezdi. Belki hala hayattaydı ve onun varlığı yüzünden ölebilirdi. İlk iki odaya baktı ama içeride kimse yoktu. Koridorun sonundaki odadan gelen kan kokusuna doğru ilerledi. Tam içeri girmişti ki boynundaki ani acıyla neye uğradığını şaşırdı. Elini ensesine atıp boynundaki acının sebebine baktı. Bu bir şırıngaydı ve şırınganın içinde ne olduğunu tahmin etmeye bile gerek yoktu çünkü vücudunun uyuşmasından ne olduğunu gayet net bir şekilde anlayabiliyordu. İşin ucunda Havin olmasa belki daha temkinli ve hızlı olabilirdi ama söz konusu o olunca bütün duyularını yitirmişti. Felcin hızlı bir şekilde bedenini ele geçirmesine sessizce şahitlik etti. Hayatında ilk defa başına böyle birşey geliyordu. Daha fazla direnemedi ve yere düştü.
Yasir Zehir'in anlattıklarına her ne kadar inanmak istemese de doğruluk payı olabilirdi. Sahi annesini en son ne zaman görmüştü ki? Yaşadığının haberini alıyordu ama onu görmesi yasaktı. İstiparat sadece annesinin güvende olduğu bilgisini veriyordu o kadar. Telefonundan merkezde görevli olan genel sekreteri aradı. Ve başkanla bir görüşme talebinde bulundu. Artık vakti gelmişti. Annesini görmesi gerekiyordu. Tabi bunun öncesinde gerekli izni sağlamalıydı.
◇◇◇◇◇
"Asaf Bey bunun benim için ne kadar önemli olduğunu anlamanız lazım. Şimdiye kadar ne dediyseniz yaptım ve yapmaya da devam edeceğim. Ama sizden ilk kez bir ricada bulunuyorum. Lütfen...Bir kız kardeşim varsa eğer hayatı tehlikede olabilir. Annemle ilk ve son kez konuşmalıyım. Sizede yemin ederim bir daha böyle bir hususta karşınıza çıkmayacağım."
Yasir yaklaşık bir saattir merkez binada başkanları Asaf Bey'i ikna etmeye çabalıyordu. Ama bu üç bin yaşındaki inatçı ihtiyar geri adım atmıyordu. Yasir için durum daha da ümitsiz bir hal alırken çıkmaza doğru sürüklendiğini hissetti. Birliğe asla ihanet edemezdi ve başkanın sözünden çıkmak ihanetin en büyüğü sayılıyordu. Sonu, sebebi her ne olursa olsun ölüm olurdu. İhanetin affı yoktu lûgatlarında.
"Yasir seninle bir anlaşma yapmıştık hatırlıyor musun? Daha gencecik vampirken aileni korumamız karşılığında bize katılacağına ve onları bir daha görmeyeceğine dair yemin etmiştin. Ve şimdi bu yemininden dönecek misin?"
"Hayır efendim asla. Bir seferlik bana bu hakkı tanıyamaz mısınız? Gerçekleri bilmem gerek lütfen!"
"Gerçekleri mi bilmek istiyorsun?"
"Evet Asaf Bey tek istediğim bu. Size yemin ederim başka bir amaç peşinde değilim."
Asaf ofis telefonundan dahili bir numarayı tuşlayıp birini yanına çağırdı.
"Gerçekleri öğreneceksin o halde. Otursana."
Yasir içinde tutmakta zorlandığı sabırsızlıkla boş sandalyeye çöktü. Aklı bir kız kardeşinin olabileceğinde ve onu göremeden kaybetme ihtimaline takılıp kalmıştı. Belki de Zehir'in peşinden gitmeliydi nasılsa gerçekleri bir şekilde öğrenirdi. Ne kadar büyük bir ahmak olduğunu geçte olsa görebiliyordu artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Prensleri 2 "MUAMMA"
VampireSerinin ikinci kitabıdır. Macera kaldığı yerden devam ediyor... Yayınlamakta olduğum bu hikaye az da olsa yetişkin ve şiddet öğeleri barındırdığından +16 yaş kitlesi için daha uygundur.