Multimedia da ki şarkıyı uyarı kısmından sonra açmanızı tavsiye ederim. Iyi okumalar 😊
Olaylı gecenin sabahında yeni başlayan günle birlikte malikane sakinleri olağan yaşantılarına geri dönmüşlerdi.
Duru ve Hira mutfak kısmında kahve içerken bir yandan sohbet ediyorlardı.
"Zehir'e ulaşabildin mi?"
"Malesef. Tüm aramalarımı görmezden geliyor. Onu daha önce hiç bu şekilde tutarsız görmemiştim. Tamamen aklını oynatmış gibi davranıyor."
"Onun problemi de bu zaten. Sonsuz bir yaşamı var ama aslında yaşamıyor. İçki ve günü birlik ilişkilerle avutuyor kendisini sadece."
"Keşke abim için yapabileceğim birşeyler olsaydı."
"Yeter kendini bu kadar üzdüğün canım. Zehir ne bir çocuk ne de aptal biri. Sadece bir şekilde kafası karışık. Onun kendi yolunu çizmesine izin ver. Elbet bir gün aklı başına gelecektir. Bunun için gerekli olan tek şey sadece küçük bir kıvılcım."
"Ben de o kıvılcımın hiç bir zaman ortaya çıkmamasından korkuyorum ya."
Duru elini Hira'nın elinin üzerine koyup teskin etmek amaçlı hafifçe okşadı.
"Selam kızlar. Güne bensiz başlamışsınız bakıyorum da."
"Selam canım. Talha gitti mi?"
Dolunay'ın anında yüzü düştü.
"Evet gitti. Uçağı bir saat sonra."
"Kıyamam ben sana. Şuna da bakın nasılda üzüldü."
"Of Duru dalga geçmesene."
"Yalan mı haline bak? Seni görende adam bir daha geri gelmeyecek zanneder."
"Tövbe de kızım ya. Lafı bile kötü."
Dolunay su ısıtıcını çalıştırıp raftan aldığı fincana kahve doldurdu.
"Sen bakma Duru'ya. Seninle uğraşmak hoşuna gidiyor. Ee ne zaman dönecek peki?"
"Bir hafta sonra. İlk kez bu kadar ayrı kalacağız ve ben onsuz odama bile giremiyorum. Talha'yı göremeyecek olmak canımı yakıyor. Duru bu gece senin odanda kalabilir miyim?"
"Aptal aşık ya. Kalabilirsin tabiki."
"Burada aptal aşık olmayan var mı acaba?"
Dolunay'ın söylediği sözler lav olup yüreğine akarken sustu Duru. Onun bu patavatsızlığına Hira'nın tepkisi gecikmemişti.
"Dolunay!"
Dolunay da söylediğine pişman olmuştu ama söz ağızdan çıkmıştı bir kere.
"Ben gerçekten özür dilerim Duru. Onun ima etmek istememiştim aslında. Lanet olsun nasıl bir aptalım ben??
Duru oturduğu sandalyeden kalkıp fincanını lavabonun içerisine bıraktı.
"Ben biraz yorgun hissediyorum. Odama gitsem iyi olacak. Sonra görüşürüz kızlar."
"Duru lütfen beni affet. Seni üzmek değildi amacım. Üzülmene dayanamıyorum."
"Senin bir suçun yok canım. Takma kafana ben iyi olacağım tamam mı? Hem ben çoktan onu unuttum ki. Bak onsuz da artık gülebiliyorum."
Onlara endişelenmemeleri için sahte bir tebessümle baktı. Kalbindeki acı büyürken elinden ancak bu kadarı gelebiliyordu.
Ama dostları onu o kadar iyi tanıyorlardı ki, bunun yapmacık bir tebessüm olduğunu anlamışlardı. Yine de sustular. Madem Duru güçlü durmaya çalışıyordu, onlar da arkadaşlarını destekleyeceklerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Prensleri 2 "MUAMMA"
VampireSerinin ikinci kitabıdır. Macera kaldığı yerden devam ediyor... Yayınlamakta olduğum bu hikaye az da olsa yetişkin ve şiddet öğeleri barındırdığından +16 yaş kitlesi için daha uygundur.