Alev onlara doğru yaklaşırken Yasir bir an olsun gözünü kırpmamıştı.
Duru gözleri ışıldayarak yerinden kalkıp Alev'e sarıldı.
"Hoşgeldin Alev. Nasılsın?"
"Teşekkür ederim."
Alev'in bakışları yanına kayınca Duru meseleyi anlamıştı. Fırsattan istifade yapıp, anında durumu değerlendirdi.
"Muhteşem görünüyorsun canım. Sence de öyle değil mi Yasir?"
"Büyüleyici..."
Yasir dalgınlıkla söylediği kelime üzerine panikledi.
"Yani demek istedim ki çok güzel görünüyorsun."
Alev'in yanakları utançla kızarırken Duru sinsi planlar yapıyordu kafasında.
Daha Alev'i ilk kez partisinde Yasir'le gördüğünde ne kadar yakıştıklarını farketmişti. Alev'in Yasir'e olan ilgisi de Duru'nun kafasındaki düşünceleri şekillendiriyordu. Anladığı kadarıyla da Yasir de ona karşı boş değildi ama erkek milleti bazı şeylerin çok geç farkına varıyorlardı malesef. Birlikte buradan gittikleri yerde Yasir'in başkalarıyla görüşmesine de bu yüzden karşı gelmişti. Arkadaşının içinde uyanmaya başlayan duyguların güçlenmesini istiyordu. Geçici heveslerle kendisini avutmasına gönlü razı olmadı.
Artık hayatında biri olsun istiyordu. Onu gerçekten sevebilecek ve değer verecek biri lazımdı. Bir zamanlar kendisi Egemen'e nasıl baktıysa, Alev de Yasir'e o şekilde bakıyordu. Alev'i desteklemesinin gerçek sebebiyde buydu.
Ve tek istediği dostunu yalnızlıktan kurtarmak ve mutlu olduğunu görmekti.
"Alevcim sen gel benim yerime otur. Bende Zehir'le Hira'ya katılıp biraz muhabbet edeyim."
Duru yüzünde kocaman bir gülümsemeyle ikiliyi yan yana bırakıp gitti.
Alev boş kalan sandalyeye otururken Yasir sandalyesini çekip oturması için ona yardımcı oldu.
"Teşekkür ederim."
Yasir de gülümseyerek onun yanındaki yerini aldı.
"Buraya geleceğini söylememiştin."
Alev kendisine yöneltilen soru üzerine Yasir'e baktı.
"Aslında başka bir planım vardı. Ama Duru arayıp gelmemi rica edince kırmak istemedim."
"Anladım. İyi yapmışsın."
Yasir'in mutluluğu yüzündeki gülümsemeye yansıyordu. Neden bu derece mutlu olduğuna kendi bile bir mana bulamıyordu.
Saklı Bahçe'de hoş bir slow müzik kulakları doyururken Zehir yerinden kalkıp Alev'in yanına gitti.
"Dans?"
Alev bir Yasir'e bir ona baktı.
"Şey..aslında ben.."
Zehir gülümseyerek ısrar etti.
"Hadi ama sadece bir dans bu kadar düşünme ve kendini eğlenmeye bırak."
Alev bir an kararsız kalsa da misafir olduğu bir yerde kimseyi kırmak istemediğinden teklifini kabul edip Zehir'in kendisine uzattığı eli tuttu ve beraber piste yürüdüler.
Onlar dansa başladığinda Yasir sinirlendiğini hissetti. Önündeki viskiyi yudumlarken gözlerini Alev ve Zehir'den çekemiyordu. Bedeninde kaynayan birşeyler vardı ve taşmak için pusuda bekliyorlardı sanki.
Zehir Alev'in belinden tutup kendisine iyice yaklaştırdı.
"Saçların güzel olmuş."
Alev bakışlarını Zehir'in mavilerine dikti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Prensleri 2 "MUAMMA"
VampireSerinin ikinci kitabıdır. Macera kaldığı yerden devam ediyor... Yayınlamakta olduğum bu hikaye az da olsa yetişkin ve şiddet öğeleri barındırdığından +16 yaş kitlesi için daha uygundur.