Neşe sınıfa girdiğinde Rüzgar'ın henüz gelmediğini farketti. Sessizce yerine oturup kederli gözlerini kapayıp öğretmenin gelmesini bekledi.
Ders çoktan başlamıştı. Ama Neşe anlatılan tek bir kelimeyi bile anlayamıyordu. Aklı sürekli evdeydi. Keşke bugün okula gelmeseydim diye geçirdi içinden. Hatta neredeyse gitmeyecekti ki annesinin isteği üzerine mecbur kalmıştı.
"Evde kalırsan baban senin okula gitmemiş olmandan dolayı endişelenir canım. Böyle zamanlarda babana en güzel destek, hayatımıza aynı şekilde devam edebildiğimizi göstermemiz olacaktır canım. Merak etme kendisini toparlar bir iki güne. Hatta bakarsın yeniden bir iş bile bulur. Ama sen sakın okulunu asıpta babanı üzme olur mu güzel kızım benim?"
Neşe de annesini haklı bulup evden çıkmıştı işte. Lakin aklı hala babasındaydı. Keşke yapabileceği gerçekten birşeyler olsaydı.
Rüzgar da gelmemişti derse. Kendisini istemsizce yalnız hissetti. Ne tuhaftı? Onun yanındaki varlığına gittikçe alışıyordu. Birini benimsemek ve sahip olmak böyle bir duygu muydu?
Öğretmen tahtaya birşeyler çizerken Neşe yan sırasında oturan Gökmen'i kolundan dürtükledi. Gökmen anında dönerken, vücuduyla hafifçe ona doğru eğim yaptı.
"Ne oldu fıstık?"
"Gökmen Rüzgar nerede? Sabah okulda yanımdaydı ama ben ondan önce içeriye girdim. Derse girmemesinin bir sebebi var mı?"
"Ha o mu? Özel bir işi olduğunu söyleyip sonra da okuldan çıktı."
Neşe tuhaf bakışlarını sergilerken Gökmen içinden gülerek yerlere yatıyordu.
"Özel iş mi? Sana ne olduğunu söylemedi mi?"
"Valla benden duymuş olma ama dün bütün gece internette dolanıp durmuş. Hatta gece bir ara beni de aradı."
"İnternette ne yapıyormuş ki o kadar saat? Seni neden aradı peki?"
Gökmen gizli birşeyler söyleyecekmiş gibi önce tahtadaki öğretmene baktı. İzlenmediklerinden emin olduktan sonra biraz daha Neşe'ye sokulup konuştu.
"Sen bu çocuğu çok ihmal ediyormuşsun. Bütün gece şey izlemiş..."
"Ne izlemiş?"
"Canım hani şey işte."
"Ne?"
"+18 vesiyonlu açık seçik film. "
"Ne?!"
Öğretmen kızgınlıkla arkasına döndüğünde Neşe'yle bakışları kesişti.
"Ne diye bağırıyorsun kızım sınıfta?"
"Hocam özür dilerim karnıma aniden bir ağrı saplanınca acıdan ne diyeceğimi bilemedim."
Neşe'nin söyledikleriyle ögretmenin ifadesi yumuşarken, sesi normal tonuna dönmüştü.
"Karnın mı? Şimdi iyi misin peki? Revire gitmek ister misin?"
"Yok hocam iyiyim şimdi. Anlık bir sancıydı bilirsiniz ya. Malum günler."
"Tamam kızım tamam. Yalnız bir daha bağırmazsan sevinirim."
"Oldu hocam."
Neşe öğretmenin tahtaya dönmesini fırsat bilerek tekrar Gökmen'i dürtükledi.
"Seni ne diye aradı peki?"
"Bak orasını söyleyemem işte."
"Gökmen beni delirtme de söyle şunu. Yoksa tenefüste Armina'yı üstüne salarım valla."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Prensleri 2 "MUAMMA"
VampireSerinin ikinci kitabıdır. Macera kaldığı yerden devam ediyor... Yayınlamakta olduğum bu hikaye az da olsa yetişkin ve şiddet öğeleri barındırdığından +16 yaş kitlesi için daha uygundur.