Multimedia'da Yasirimiz var. Keyifli okumalar... 😊
"Ah lanet olası araba tam da bozulacak zamanı buldun!"
Hırsla arabadan çıkıp kapısını çarparak kapadı. Alev, Arat Bey'in malikanesine gittiği sırada arazilerinde ilerlerken aracı arıza yaptığından dolayı yolda kalmıştı. Mülke girdiğine göre muhtemelen evde yakınlarda bir yerlerde olmalıydı.
Yarım saat sonra...
Alev sıcaktan sırtına yapışan ceketini çıkarttı. Yarım saattir yürüyordu lakin etrafta ev adına dair hiç birşey yoktu.
"Acaba yanlış adrese mi geldim?"
Portföy çantasından evrakları çıkartıp üzerindeki adresi telefonundaki navigasyona yazdı. Adres doğruydu. Lakin ulaşacağı yere yürüme mesafesi daha bir saatti. Ve güneş en tepeden kendisine gülümsüyordu.
"Daha kötüsü olabilir mi acaba!"
Sinirle evrakları tekrardan çantasına geri koydu. Normalde bu işe patronu bakıyordu lakin acil davası çıktığı için yerine onu yollamışlardı. Daha doğrusu Gözde olacak burnu kaf dağında ki eksik etek gidecekken işi kendisine yıkmıştı.
"Neymiş acil bir işi varmışmış ta bu evrakları şu adrese götürüp acilen imzalattırması gerekiyormuşmuşta! Acil işi de sevgilisiyle buluşmak!"
Bir erkek için insan neden sahip olduğu işi geri plana atsın ki? Neyse ki kendisi o tür kadınlardan değildi. O hatayı bir kez yapmıştı ve geç olmadan hatasından dönmüştü. Geriye kalan sadece acı dolu anılar ve yitip giden bir evlilik olmuştu.
Alev malikaneye doğru ilerlemeye devam etti. Güneş bugün inadına daha bir sıcaktı sanki. Biraz daha böyle devam etse kesin düşüp bayılacaktı. Gelen geçen arabada yoktu şansına.
Yol kenarında ara ara bulunan ağaçlardan birinin gölgesine sindi. Biraz soluklanıp yoluna devam etse daha iyi olacaktı. Topuklu ayakkabıları çıkartıp ayaklarını ovaladı. O sırada ileriden gelen arabanın sesini işitti. Ayakkabısız olmasına aldırmadan ayağa fırladı ve elinde tuttuğu topuklusuyla arabaya işaret etmeye başladı. Arabanın yavaşladığını görünce içindeki sevinci tarif edebilecek hiçbir şey yoktu. Araç yavaşladı, yavaşladı. Nihayet önünde durduğunda arabanın ön kapısı açıldı.
"Ben yol..."
Aman tanrım(!)
Alev gözleri büyülenmişçesine karşısında takım elbiseleriyle duran adama baktı. Şimdiye kadar gördüğü hiçbir erkeğe benzemiyordu. O muhteşemdi!
"İyi misiniz bayan?"
Sesini zoraki bulan Alev konuşmak için kendisini zorladı. Alev kendine gel! Şapşap gibi görünüyorsun şuan.
"Evet...evet iyiyim. Yani sayılır. Arabam yolda kaldı. Bir saate yakın yürüyorum ama henüz Arat Bey'in malikanesine varamadım. Doğru yoldayım değil mi?"
"Kesinlikle doğru yöndesiniz lakin yürümenizi bu sıcakta pek tavsiye etmem. Eğer sizin içinde bir sakıncası yoksa bırakabilirim."
Alev mahçubiyetle başını olumlu anlamda salladı. Bu adam hızır gibi yetişmişti. Çünkü daha fazla yürüyecek takati yoktu.
"Çantamı almalıyım bir saniye."
Hızla ağaç kenarından çantasıyla ceketini aldı ve ayakkabıları ayaklarına geçirdi. Arabaya yöneldiğinde karşısındaki adam nazikçe arabanın kapısını açtı ve o bindikten sonra ardından kapıyı kapadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Prensleri 2 "MUAMMA"
VampireSerinin ikinci kitabıdır. Macera kaldığı yerden devam ediyor... Yayınlamakta olduğum bu hikaye az da olsa yetişkin ve şiddet öğeleri barındırdığından +16 yaş kitlesi için daha uygundur.