DÖNÜŞ

4.6K 387 69
                                    

Duru olmadan geçen dört sene... dile kolay kalbe zor. Dolunay hergün maillerini kontrol ediyor, Duru'dan bir haber alabilmek için yanıp tutuşuyordu.

Yine o günlerden biriydi ve posta kutusunda beliren isimle çığlık attı.

"Millet!"

Dolunay koşa koşa televizyon karşında yayılmış Hira ve Dicle'nin yanına gitti. Elinde tableti, yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.

"Duru'dan mesaj var kızlar!!"

"Ne yazmış? Ne yazmış? Söylesene Dolunay!"

"Daha ben bile bakmadım ki."

"Şaşkın sey seni. Acele ette aç şu maili artık."

Dolunay Dicle ve Hira'nın arasına oturdu. Heyecan ve beklentiyle yazmış olduğu maili okudular.

"Uzun bir zaman oldu değil mi?

Sizi öyle çok özledim ki artık daha fazla uzak kalamayacağımı biliyorum. Yasir ne kadar diretse de ben artık dönmeye karar verdim. Yakında yanınızda olacağım.

Sizi herşeyden çok seven arkadaşınız...Duru."

"Geliyor olduğuna hala inanamıyorum."

"Bende..."

Dicle kızların surat ifadesine hayretle baktı.

"Ciddi misiniz? Sizi gören duyan da kötü bir haber aldınız zanneder."

"Duru'nun dönmesini herşeyden çok istediğimizi sen de çok iyi biliyorsun Dicle. Ama Egemen'i yeniden gördüğünde neler olacak zannediyorsun? Yanında her gün bir kız olmasına ne diyecek peki?"

"Belki de unutmuştur? Çoktan vazgeçmiştir olamaz mı Hira?"

"Sen unutabildin mi abimi?"

"Konumuz şuan Zehir değil!"

"Ama mevzu aynı."

"Mevzu aynıymış..hah!"

"Keser misiniz şunu? Dereyi görmeden paçaları sıvamayalım. Egemen sırf Duru'ya kızgınlığından böyle davranıyor hepiniz biliyorsunuz. Ya o da Duru'yu görünce eskisi gibi olursa?"

"Uzak bir ihtimal ama yinede az da olsa bir şans var tabi."

"Neyse kapatalım bu mevzuları şimdilik. Olayların akışına göre ne yapmamız gerektiğine karar veririz. Bir daha Duru'nun uzaklaşmasına izin vermeyeceğim."

"Al benden de o kadar."

"Anne teyzem mi geliyor gerçekten?"

Oğlu doğalı üç sene olmuştu. Vampir çocukları iki senede erişkin hallerine ulaşıyorlardı.

Dolunay Duru'dan o kadar çok bahsederdi ki sanki onu tanıyormuş gibiydi Rüzgar. Duru da her fırsatta telefonla konuşurdu yeğeniyle.

"Evet oğlum."

"Ayy benim yakışıklım mı gelmiş. Gel seni bir öpeyim Rüzgar."

"Farkındaysan ben bir yetişkinim Dicle. Ha ama dudaktan dersen orası başka."

"Çok beklersin küçük çapkın."

Rüzgar sırıtarak bayanların yanından ayrıldı. Koşuya çıkmak üzereydi zaten.

Hira elini çenesinin altına koymuş Rüzgar'ın ardından bakmaktaydı.

"Nedense bu çocuğun tavırları bana birini hatırlatıyor."

Karanlığın Prensleri 2 "MUAMMA" Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin