Bir hafta olmuştu Neşe'yi görmeyeli...
Koskoca bir hafta...
"Kanka oynasana hadi!"
"Ha? Pardon dalmışım bir an."
"Maşallah hiç çıkamadın o daldığın sulardan zaten."
Rüzgar elindeki konsolu yere bırakıp kalktı. Kendisini yatağın üzerine atıp gözlerini tavana dikti.
"Neyin var oğlum senin böyle?"
"Sanki bilmezmiş gibi konuşma Gökmen."
"Biliyorum bilmesine ama anlamadığım şey başka. Hayır madem bıraktın kızı şimdi ne diye böyle arpacık kumruları gibi düşünüp duruyorsun? Madem aptal aşıklara dönecektin ayrılmasaydın kardeşim zorun mu vardı?"
"Ne yapsaydım Gökmen? Bana güvenmeyen biriyle mi hayatımı sürdürseydim?"
"Ya tamam haklı olduğun taraflar var. Ama kıza da yazık be abi. Hem cinsin olarak ben bile bize güvenmiyorum oğlum. Neşe den aksini beklemek ne kadar doğru bilemiyorum. Herkes sen gibi müzelik değil ki."
"Kabul ediyorum Neşe'yi tanıyana kadar bende gerçek bir ilişki nasıl olur bilmiyordum. Ama ben onun farklı olduğunu anlamıştım. İlk gördüğüm andan beri aşka bakış açımı tamamen değiştirmişti. Onu düşünmeden geçirdiğim bir anım bile yok anlıyor musun?"
"Abi bence Neşe de sana hislerinde samimiydi. Hassas bir kız olduğunu ikimizde biliyoruz. Kız ilk kez birine karşı böyle duygular beslemiş ve bu yüzden kafasının karışması da gayet normal. En az onun kadar sende de hata var bilesin."
"Vicdan azabımı arttırdığın için sana ne kadar teşekkür etsem az."
Rüzgar yatakta doğrulurken odada bulunan mini buzdolabından soğuk bir bira çıkardı.
"Sende ister misin?"
Gökmen ellerini havaya kaldırınca bir tanesini de ona doğru attı. Birayı anında yakalayan Gökmen hemen kutuyu açıp bir yudum aldı. Ardından oyununa geri döndü.
"Sana söylediğim işi halledebildin mi Gökmen?"
"Ayıpsın kanka. Armina'yla konuştum Cv işini o halletti."
"Güzel. Seni aracı gibi kullandığım için kusura bakma Gökmen. Malum Armina benim adımı bile duymak istemiyordur şu sıralar."
"Benim bile yüzüme bakmıyor ki. Sanki ben ne yaptıysam ona? Dersten sonra zorla yakaladım. Neyse ki konu Neşe'nin iyiliği olunca bir anda melek kesiliveriyor."
"Şirketin amcama ait olduğunu söylemeseydin sakın."
"Söyler miyim hiç? O cadaloz kız bana yapmadığını bırakmazdı sonra."
Rüzgar elindeki birayı kafasına dikip içti. Gökmen'in yanındaki yastığa gövdesini bırakırken aklında yürüyen bir havuç vardı.
"Selam gençler!"
"Naber Naz? Gelsene."
Rüzgar karşılık vermeyince Naz da ona sataşmadan edemedi.
"Her zaman ki gibi çok sıcak kanlı gördüm seni Rüzgar."
"Yaptığın çocukça ve ahmakça şeyden sonra sana kucak açmamı mı bekliyordun?"
"Ne yapabilirim çok sinirlenmiştim. Ama madem artık ayrıldınız intikama gerek kalmadı. Zaten iş meselesini halletmişsiniz nasılsa."
"Sen nereden duydun? Tabi ya az evvel... Kimse sana gizlice dinlemenin ayıp olduğunu öğretmedi mi?"
Naz umursamazca omuzlarını silkti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Prensleri 2 "MUAMMA"
VampireSerinin ikinci kitabıdır. Macera kaldığı yerden devam ediyor... Yayınlamakta olduğum bu hikaye az da olsa yetişkin ve şiddet öğeleri barındırdığından +16 yaş kitlesi için daha uygundur.